Bana adını söyleme Bana günün nasıl geçtiğini anlatma. Bana en sevdiğin rengi söyleme . Bana nereli olduğunu söyleme. Geçimin için ne iş yaptığını söyleme. Sabahları uyandığında seni motive eden amacını söyle Sabah kahveni yudumlarken zihninde dolaşan düşünceleri anlat bana... Seni ileriye taşıyan hayallerini anlat... Öğle arasında mırıldandığın şarkıları Bana söyle . Öğleden sonra yürüyüşünde düşündüğün insanlardan bahset bana. Bana akşam yaklaşırken neyi dört gözle beklediğini anlat. Bana yaratıcılığını ateşleyen tutkularından bahset... Akşam yemeğini yaparken seni neşelendiren şeyleri anlat bana ... Alacakaranlıkta okuduğun kitapları anlat bana... Gece olunca seni ayakta tutan düşünceleri anlat bana. Seni hayatın gizemleri üzerine düşündüren düşünceleri anlat bana... Gece sessizliğinde seni ziyaret Eden umutları ve korkuları anlat bana... Dünya uyurken neyi hayal ettiğini Ve yeni bir gün doğduğunda ne umut ettiğini anlat bana...
Sinema Bir Şiir Olsaydı O, En İyi Şairlerden Biri Olurdu!
Asla kaçırmamanız gereken Andrey Tarkovski filmleri 1-) SİLİNDİR VE KEMAN Silindir ve Keman, Andrei Tarkovsky'nin 1960 yılında Sinema Enstitüsü'nü bitirmek için çektiği 45 dakikalık mezuniyet filmi. Film bir işçiyle kemana yeteneği olan bir çocuk arasındaki ilişkiyi anlatır. Tarkovsky'nin Ivan'ın Çocukluğu (film) Ivan'ın
Reklam
Viva Zapata filminden;
Ve eviniz yakılırsa yeniden yapın, tahılınız yakıldıysa yeniden ekin. Çocuklarınız ölürse daha çok doğurun. Sizi ovalardan kovarlarsa dağlarda yaşayın ama yaşayın. Hep liderler arıyorsunuz, hatasız güçlü adamlar. Hiç yok, sadece sizin gibiler var. Yaşarlar, değişirler, bırakırlar, ölürler. Liderler yok, sadece siz varsınız. Güçlü bir halk, süren tek güçtür. Amacımız topraktı, bir düşünce değil. Aileleri besleyecek buğday ekili toprak. Özgürlük bir kelime değil ama akşam evinin önünde güven içinde oturan bir adam. Barış bir rüya değil, dinlenmek, nezaket için zaman. Kafamda bir soru var: Kötü bir davranıştan iyi bir şey çıkabilir mi? Bu kadar şiddetin sonunda nezaket çıkabilir mi? Bu kadar cinayetten barış çıkabilir mi? Öfke ve nefret düşünceleri içinde doğmuş bir insan, barışı sürdürülebilir mi? Barış içinde yönetebilir mi, bilmiyorum? Öyle uzun zamandır savaşıyorum ki barışı anlayamıyorum... Emiliano Zapata
Bir akşam ve yürümek. Sokak lambasındaki ışık. Böceklerinin kahkahalarına şahit olmak. Yolun kimsesizliğiyle baş başa kalmak. Caddeleri şiire boğmak. Özlemiş olacağım ki huzurun sevinç naraları dilimde mis yalnızlık kokuyor çiçekler, böcekler hatta kalabalık olan herşey.... Gece düşünceleri gündüz hayallerinin katili olsada... Bu akşam yıldızların hürmetine dingin karanlık inzivada, şehir uyanık. Ben mutlu, ben huzurlu, ben kaygısız...
✧ ORUCUN KAZANDIRDIĞI FAYDALAR ✧
⁠●⁠ İnsan, ruhla cesetten mürekkep bir yapıya sahiptir. Bu yapıdaki her iki unsur, insanı kendi yörüngesi etrafında döndürmeye çalışmaktadır. Bu ikisinden biri olan madde, şehevî ve behîmi arzulardır. Yani insanın ceset itibarıyla sahip olduğu, Kur'ân'ın da bize şu cümlelerle tanıttığı yönüdür: "Andolsun ki biz insanı kuru bir
Özdemir Asaf- Başka Kendilerimiz ile Kendi Başkalarımız arasında
“Akıllı olduğunu düşünemeyecek kadar akıllı Deli olduğu düşünülmeyecek kadar deli’nin niçindenliğini bilmediği sıkıntısı geçiyor Uyanmak, bir akşam bir adamı yatağından kaldıracak. Adamın gözleri adama uyanışı anlatacak. Gözleri gel gel diyecek. Doğrulmak adamı kucağına alacak. Adımın birincisi ayağına sarılacak.İkinci adım birincisinin içinden
Reklam
Kış Ses kışı. Ateş yırtıldı. Çarpıldık. Ürktü insanı aşkıyla terleten kitap Bir bağ vardı gitti Bağdat'tan öte Çöktü bir akşam güne Şam'dan önce Kurumuş üzüme de razıydık çürüttün Yaralanmış ayı kullanarak kızıl dağ Soluğunu yollayarak zaman zaman üstümüze Daralttın gençliğe ve bahara susamış gönlümüzü.. Baharı seller götürdü boğuldu yaz Kırıldı kristal vakitler güz kadehi Ne çok mezar taşları taşıyarak sırtında Çıkıp gelmesini bildin ölüm tüccarı... Ben ki ölümsüzlüğe ermiştim deşe deşe Ülküleri düşünceleri düşleri insan çiçeğini Aşmıştım kaç kere Hızır'la Ab-ı Hayatın kemerini Geçip çılgın gerçeğe devirerek büyü mendireğini.
“Kity Genovese sendromu" 1964 yılında New York şehrinde akşam üstü Kity Genovese isimli bir kadın çok da ıssız olmayan bir caddede cinayete kurban gider. Bu olayda ilginç olan şudur. Kadına saldıran şahıs dk larca kadına tecavüz etmeye çalışır başaramayınca darp eder öldürmeye çalışır. Kadını yaralı halde bırakır. Bir süre sonra tekrar gelir
Aynı zamanda bir Matematkçi olan Pisagor'un öğrencisi olmanın öncesi de sonrası da zormuş. Biz sadece öğrenci olma kısmını burada anlatalım. Pisagor, kendi düşünce yapısına ve yaşam şartlarına uyum gösterecek insanlara öğrencisi olma hakkı tanır. Bu hakkı tanırken göz önünde bulundurduğu birtakım ölçütler söz konusudur, her şeyden önce
220 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.