Ses kışı. Ateş yırtıldı. Çarpıldık. Ürktü insanı aşkıyla terleten kitap Bir bağ vardı gitti Bağdat'tan öte Çöktü bir akşam güne Şam'dan önce Kurumuş üzüme de razıydık çürüttün Yaralanmış ayı kullanarak kızıl dağ Soluğunu yollayarak zaman zaman üstümüze Daralttın gençliğe ve bahara susamış gönlümüzü Baharı seller götürdü boğuldu yaz Kırıldı kristal vakitler güz kadehi Ne çok mezar taşları taşıyarak sırtında Çıkıp gelmesini bildin ölüm tüccarı Ben ki ölümsüzlüğe ermiştim deşe deşe Ülküleri düşünceleri düşleri insan çiçeğini Aşmıştım kaç kere Hızır'la âbıhayatın kemerini Geçip çılgın gerçeğe devirerek büyü mendireğini (1974)
Diriliş yayınları, sekizinci baskıKitabı okudu
"Tanrım, sana inanıyorum, inançsızlığıma derman ol. Tanrım, inanıyorum, inanıyorum; inançsızlığıma derman ol." Nafileydi, tamamen nafileydi. Sözleri sarf ederken bile beyhudeliklerinin farkındaydı ve hareketinden dolayı kısmen utanç duyuyordu. Kafasını kaldırdı. Tam o anda burnuna sıcak, kötücül bir koku geldi; son sekiz ayda unutulan
Sayfa 324 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Bu doğru değil. Asıl ben senin için asla, ama asla vere- tyr olamadım." "Aynı fikirde olmamaya razı olalım." "Yaşadıklarımızdan sonra, tek kelime etmeden çekip gıtmışken, senın için fazla iyi olduğumu nasıl söylersin an- layamıyorum." Sydney'nin şaşkınlıktan ağzının açık kalması Luke'u güldürdü, bu durumu fırsat bilerek ona doğru eğildi ve kafa- sındaki düşünceleri dağıtmaya çalıştı. Onu ürkütmek istemiyor gibiydi, dudakları ağzının üs- tünde nazikçe hareket ediyordu. Sydney kollarını onun boynuna doladı ve dilinin Lu- ke'un ağzının derinliklerine doğru inmesine izin verdi. Bu tepki Luke'un içinde kıvılcımlar çakmasına sebep oldu ve nazik öpücükleri gittikçe ateşlendi. Sonra birden geri çekildi. "Üzgünüm," dedi, güçlükle nefes alarak. "Bunu yap- mamalıydım." "Yapmam istedim." "Syd, seni çok arzuluyorum. Sadece bu gece değil, her gece. Istediğim son şey, seni aceleye getirmek ya da henüz hazır olmadığın bir şeye zorlamak." "Bu akşam ikimize biraz köstek oldum, ha?" Luke dirseğinin üstünde doğruldu. "Hayır, bebeğim," dedi, Syd'in yüzüne dökülen saçlarım iterek. "Bu senin hatan degil. Zaman alacak. Ne kadar mesafe aldığımıza bir bak." "Bazen hiç mesafe almadığımızı düşünüyorum.
Sayfa 115
Bu kitap girilebilecek en büyük kapıdır; bütün kapılar kapansa bu kapı asla kapanmaz. O, düşünceleri sağa sola meylettirmeyen dosdoğru yoldur, arzuları saptırmayan Zikr-i Hakîmdir; âlimlerin kendisine bir türlü doyamadığı semâvi bir kitaptır. Onun mucizeleri asla son bulmaz. Bu kitabın bulutları gitmez, ayetleri bitmez, bilgileri gelişmez. Onun
Hey ulu Tanrım, ne büyük bir yoksulluktu bu! Ya şu kızlar, ne aptaldı hepsi, bütün gün yorgunluktan canları çıktığı halde akşam gelip, burada yeni varlıklar, yani çalışıp acı çekecek yeni et yığınları yaratıyorlardı! Karınlarını böyle yeni yeni açlarla şişirdikçe, bu işin sonu gelmeyecekti. Oysa tersine, tıpkı yaklaşan bir felaket karşısında yaptıkları gibi, bellerine egemen olmaları, uçkurlarına sıkı birer düğüm atmaları gerekmez miydi? Belki de sırf yalnız olduğu, herkes kızlı erkekli zevk peşine giderken tek başına kaldığı için aklından geçiriyordu bu karamsar düşünceleri. Havanın yumuşaklığı onu boğuyor, henüz tek tük düşen yağmur damlalarını ateş gibi yanan ellerinde hissediyordu. Evet, bütün dert işte bu yangındaydı, akıl falan kâr etmiyordu buna.
Sayfa 131Kitabı okudu
Düşünceleri; yazarak, sözcüklerle dile getirerek, dinleyerek, olmayan bir şeyi oluyormuş gibi hayal ederek, aşağıda yer alan, her akşam yatarken ve sabah kalktığınızda ister okuyabileceğiniz isterseniz de ses kaydı ile kendi sesinizden dinleyebileceğiniz yaratım modellerini tekrarlayarak.
Reklam
o plajda onsuz
- 1. İki beyaz martıdır ellerinle gelirsin Gizli bir yerinden tutuşmuş yanar Kederinle gelirsin Yorgun bir yelkenliyim hayatının ufkunda İntihar ihtimali gözlerinle gelirsin Sinsi bir deprem sürer gider Durgunluğunda 93 senesinin en uzun
SÜT Senelerden beri yapmadığım şeyi yaptım: Süt içtim. Dükkânın içinde su buharı, süt kokusu, insanı ağlatıp uyutacak, kırk sene evvelki bir beşik hatırasına kadar sürüklüyordu... Evet, senelerden beri ne erken uyanmış, ne de süt içmiştim. İşe sütle başlıyorduk. Ne haristi parmaklarımız anamızın göğsünde. O ne dişsiz bir canavar ağzı idi
Wow!
Her şey ölümden daha korkunçtur. (Sükût) Bazı gece uyuyamazsın, içinden uykuyu alıp götüren büyük bir derdin vardır. Yarın karşılaşacağını ve önünde ezileceğini bildiğin birçok müşkülat yakıcı bir güneşin ışığı gibi gözlerine vurur, seni uyutmaz. Sen yorgun, bitkin, bir dakika kendini unutabilmek için çareler ararsın. Kalbinin etrafında gürültü yaparak sana uykuyu haram eden bu düşünceleri bir an olsun kafandan çıkarmaya karar verir, yüze kadar sayar, yahut gözlerini sabit bir noktaya dikerek hiçbir şey düşünmezsin. Yavaş yavaş tatlı bir dalgınlık vücuduna yayılmaya başlar, adeta her tarafının yumuşadığını duyarsın. Fakat bu anda kafandan zorla çıkarıp attığın düşünceleri dışarda tutan eller de yumuşar. Ve bir sandalın altındaki deliği kapayan tıkaç oradan alındığı zaman sular nasıl deli gibi içeri dolarsa, bu düşünceler de tekrar kafana hücum ederler. Sen, kalbin şiddetle çarparak uyanırsın. Aynı azap yeniden başlar. Seni asıl harap eden, şimdi uyusan bile yarın akşam bu işkencenin gene tekrar edeceğini, hiç bitmeyeceğini bilmektir. O zaman gözlerinde bir uyku tüter. Öyle bi uyku ki, ne çarpıntısı vardır, ne de yarını… Yorgun vücudun boylu boyunca yatıp dinlenecek ve hiçbir düşünce, hiçbir dert sana gelmeye yol bulamayacaktır. İşte ölüm bu uykudur… Geceleri gözlerini kapayamayanların aradıkları uzun ve rüyasız uyku.
Sayfa 164 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Onu sabah akşam düşünebilirdim ve düşünülmeye değer biri olduğunu hissediyordum. Kimse onu benim tanıdığım gibi tanımıyor, benim gibi takdir edemiyordu; kimse onu benim gibi sevemezdi -sevemezdi fakat işte, sorun buradaydı. Beni asla düşünmeyen bir kimseyi bu denli el üstünde tutmak neye yarardı? Aptalca değil miydi? Yanlış değil miydi? Yine de onu düşünürken öyle derin bir haz alıyordum ki bu düşünceleri kendime saklar, hiç kimseyle paylaşmazsam bunun ne zararı dokunabilirdi?
Sayfa 164Kitabı okudu
326 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.