Gönderi

Hey ulu Tanrım, ne büyük bir yoksulluktu bu! Ya şu kızlar, ne aptaldı hepsi, bütün gün yorgunluktan canları çıktığı halde akşam gelip, burada yeni varlıklar, yani çalışıp acı çekecek yeni et yığınları yaratıyorlardı! Karınlarını böyle yeni yeni açlarla şişirdikçe, bu işin sonu gelmeyecekti. Oysa tersine, tıpkı yaklaşan bir felaket karşısında yaptıkları gibi, bellerine egemen olmaları, uçkurlarına sıkı birer düğüm atmaları gerekmez miydi? Belki de sırf yalnız olduğu, herkes kızlı erkekli zevk peşine giderken tek başına kaldığı için aklından geçiriyordu bu karamsar düşünceleri. Havanın yumuşaklığı onu boğuyor, henüz tek tük düşen yağmur damlalarını ateş gibi yanan ellerinde hissediyordu. Evet, bütün dert işte bu yangındaydı, akıl falan kâr etmiyordu buna.
Sayfa 131Kitabı okudu
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.