"İnsanlar kendi akılsızlıklarına aslında yararsız bir çare olmak üzere 'rastlantı' denen aldatıcı düşünceyi icat etmişlerdir, ve rastlantıyla hiçbir şey gerçekleşmez, belki her şey bir nedenden doğar ve zorlama ve ihtiyaç altında meydana gelir." -Demokritos
Thalesten Karl max'a kadar olan felsefe tarihini ele alan kitap, daha çok filozofların hayatını ele almış, çok fazla öznel aktarım yok ama çok fazla düşünce yoğunluğu da katılmamış anlatıma, çok yalın ve düz bir kitap da değil ya da çevirisinden kaynaklı olabilir bu, çok verimli bir kitap değil ama dönem tarihini öğrenmek için yeterli
Felsefe TarihiKarl Vorlander · İz Yayıncılık · 201724 okunma
Asıl ‘ben’, otuz beş seneye yaklaşan ömrümde, ancak üç dört ay kadar yaşamış, sonra, benimle alakası olmayan manasız bir hüviyetin derinliklerine gömülüp kalmıştım.
Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. İnsanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar; ve günün birinde
hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeyi bırakıp kaçarlar. Halbuki mümkün olanla kanaat etseler, hayallerindekini hakikat
zannetmekten vazgeçseler bu böyle olmaz. Herkes tabii olanı kabul eder, ortada ne hayal sükutu , ne inkisar kalır... Bu halimizle
hepimiz acınmaya layığız; ama kendi kendimize acımalıyız. Başkasına merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki, ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkalarını bizden daha zavallı görmeye hakkımız yoktur...
Bir gencin başından geçenleri anlatan roman, betimlemeleriyle ünlüdür, örneğin sofa sözcüğünü ilk kez bu kitapta duymuştum ve yazar yaklaşık bi paragraf boyunca ana karakterin evindeki salonu anlatır.
Ana karakterin yılları hastane koridorlarında geçer, doktorlarla dost olur, tedavi için bir akrabasının yanına yerleşir orda Nüzhet adındaki kızlarıyla yakınlaşır aşk yaşarlar.
Kitapla ilgili en çok aklımda kalan ise; doktorla birlikte morgu ziyaret ettikten sonra yedikleri yemekte, "morgdaki insanların etlerini çiğniyor gibi hissediyorum" demesiydi.
Knut hamson tarafından yazılmış enfes bir roman.
Okumadan önce kitabın, bir kişinin açlıktan çok kötü bir hale düştüğü, okumanın tehlikeli olabileceğini söylenmişti, ancak yorumlar yersiz.
Kitap, bir ana karakterin açlıkla baş etmesini anlatıyor ancak, bununla birlikte size hayata dair çok önemli deneyimler kazandırıyor, özellikle de; kitabını basacak bir yayın evi bulamadığı için yavaş yavaş sefalete batan bir adam, yeri geldiğinde paltosunu satmak zorunda kaldığı, sonlara doğru sokakta bulduğu kemiği kemirecek kadar insanla özdeş olduğu.. Bu duruma düştükten sonra parayı bulunca ne yaparsınız? 3 kuruş parayı açlıktan öldüğünüz günleri anımsayarak yiyecek için mi saklarsınız yoksa içgüdülerinize hakim olamayıp insan doğasının en çıplak haliyle birlikte ikinci güdünüz cinselliğe mi yönelirsiniz?
İşte bu kitap yaşamadan deneyim sunuyor.
Kesinlikle önerdiğim bir kitap olmakla birlikte ön yargılarınızla değil öğrenme isteğinizle okuyun kitap size çok şey kazandırabilir. Tabi 16 yaş ve üzeri.
Hayatımda okuduğum en iyi en derin etiketleyen kitaplardan biri diyebilirim.
Bu yine yazıldığı zamana ait bir kitap, ve ana karakteri tamamen okuyucuya geçebilen bir sanat yaratıyor Namık Kemal.
Okuyalı yıllar olduğu için içeriği pek anımsamamama rağmen, kitabın sonunun büyüleyiciliği hala bilincimin bir köşesinde yer etmiş.
Kesinlikle öneririm. 16 yaşından büyükler için tabi.
İntibahNamık Kemal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,2bin okunma
Sergüzeşt macera demektir.
Bu roman eski zamanlara ait bir kız çocuğunun köle olarak satıldığı andan itibaren başına gelen olayları anlatıyor, oradan oraya sürüklenmesi gittiği yerlerde karşılaştığı durumları..
Kitabın ait olduğu dönemi daha iyi anlamamız için çok iyi bir eser.
SergüzeştSamipaşazade Sezai · Bilge Kültür Sanat · 201645,7bin okunma
Ben hayatımda bu kadar kötü bir kitap ve okudum ne de varlığını duydum.
Beğenenleri var mı bilmiyorum ama kusura bakmayın.
Kitaplar konusunda çok seçici biriyimdir, bu yüzden her önüme gelen kitabı da okumam, alıp biraz okumaya çalıştım ancak sonunu getiremedim ne yazık ki.
Olay bütünlüğü ve kurgu düzeni taşımayan bir kitap ve ana karakterin düşünce anlayışının edebiyatla uzaktan yakından ilgisi yok, çok düz çok kabataslak anlatılmış, edebi bi derinliği yok.
Asla önermem, ben hiç beğenmedim.
Bir kişinin gençlik yıllarındaki yaşadığı büyülü aşkı ve anılarını yazdığı günlüğünden 3. Şahıs tarafından anlatılan bir roman.
İnceleme konusunda ise benim romandan anladığım; bir tarafta memuriyette çalışan evli çok sayıda çocuğu olan, bütün hayatı işi ve evi arasında gidip gelen mutsuz, hayatını yaşayamayan bir adam var, diğer tarafta ise günlüğüne yazdıklarından anlaşıldığı üzere geçmişinde çok güzel şeyler yaşamış büyülü bir aşk yaşamış, ama aşkını kaybettikten sonra hayatını sevmediği bir kadın ve ondan olan çocuklarıyla geçirme zorunda kalmış, mutsuz anlamsız bir hayat yaşamış.
Kitap anlamak isteyene çok şey anlatıyor; aşkın kişinin hayatını nasıl renklendiren birşey olduğunu, hayallerinin peşinde gitmeden hayatı başkaları için yaşamanın mutsuzluk ve esaret getireceği gibi mesajlar verebilir.
Bu kitap bana çok şey kattı, kesinlikle önerebilirim.