Öyle yorgunum,
Öyle üşeniyorum,
Öyle kırığım ki..." (s. 49)
Tesadüf değil böyle dizelerde vuruluşumuz. Şimdi hepimiz aynı yerde yorgunuz. Öyle kırgın, öyle yorgun ki hiçbir şeye mecali kalmamış... Adına üşenmek diyoruz. Bitmişiz halbuki. Nasıl desem bilmiyorum, günlerce uzanıp tavanı izleyesim var. Hayatın sorumlulukları buna dahi müsaade etmiyor. Çekip gitmek ne haddimize, olduğumuz yerde duracak günümüz yok. Hayvanlar bağlıyken tutsak, bizler oradan oraya koştururken...