Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aleyna Yılmaz

Aleyna Yılmaz
@aleynaylmz57
Öğrenci
90 okur puanı
Eylül 2015 tarihinde katıldı
Ama güçlüler güçsüzleri incitemeyecek kadar güçsüz olunca, güçsüzler çekip gidecek kadar güçlü olmak zorundaydılar.
Sayfa 86 - Can yayınlarıKitabı yarım bıraktı
Reklam
Birisine merhamet duyarak sevmek gerçekten sevmek değildir.
Sayfa 29 - Can yayınlarıKitabı yarım bıraktı
Ne istediğini bilememenin aslında son derece doğal olduğunu anlayıncaya kadar kızgındı kendine. Sadece bir tek hayat yaşadığımız için bu hayatı öncekilerle karşılaştıramaz ya da kusurlarımızı gelecekteki hayatlarımızda gideremeyiz; bu nedenle de ne istediğimizi bilemeyiz.
Sayfa 16 - Can yayınlarıKitabı yarım bıraktı

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Peki aşk mıydı bu duygu? Onun yanı başında ölmek istemesi abartılı bir duyguydu apaçık; bu daha ikinci görüşmeleriydi! Yoksa ta içindeki sevme yeteneksizliğinin farkına varıp da aşk taklidi yaparak kendini aldatma gereği duyan bir adamın histerisi miydi sadece?
Sayfa 15 - Can yayınlarıKitabı yarım bıraktı
83 H.K.
Birden, yapayalnız kalıyorum dünyada. Manevi bir çatının tepesinden seyrediyorum bütün bunları. Dünyada yalnızım. Görmek, uzakta olmaktır. Açıkça görmek, durmaktır. Tahlil etmek, yabancılașmaktır. İnsanlar bana değmeden geçiyor yanımdan. Etrafımda havadan başka şey yok. Kendimi o kadar tecrit edilmiş hissediyorum ki, üzerimdeki giysiyle aramdaki boşluğu bile algılıyorum. Çocukluğuma dönüyorum, sırtımda gecelik, elimde doğru dürüst yanmayan bir kandil, kocaman, ıssız bir evde yürüyorum. Canlı gölgelerle kuşatılmışım - yalnızca gölge bunlar, donup kalmış mobilyaların, yanımdan yürüyen ışığın kızları. Aynı gölgeler burada, güneşin altında da sarıyor dört bir yanımı, ne var ki sapına kadar gerçek insan bu seferkiler.
Sayfa 126 - Can yayınları
Reklam
152
Yazdıkça kendimi alçalttığımı hissediyorum; ama bundan vazgeçemiyorum da. Yazmak, tiksinerek aldığım bir uyuşturucu, kendime yakıștıramasam da bir türlü bırakamadığım rezilce bir alışkanlık. Bazı zehirler insana iyi gelir, kimisi, ruhun terkibindeki maddelerden yapılmıştır, düşlerimizin gizli harabelerinden toplanmış otlardan, tasarılarımızın mezarlarına bitmiş kara gelinciklerden, ruhta akan cehennem nehirlerinin yankılı kıyılarında dallarını sallayan, edepsiz ağaçların uzun yapraklarından. Doğru, yazdıkça kendimi kaybediyorum, ama kendini kaybetmeyen insan yoktur, yaşamak başlı başına kendini kaybetmek demektir. Ne var ki isimsiz kaynağından fışkırdığı andan itibaren biricik hedef bellediği denize kavuşmuş bir ırmağın sevincini yaşatmıyor bana kaybolmak, yükselen denizin kumda bıraktığı bir gölcüğüm ben, kumlar suyumu usulca emecek ve denize asla dönemeyeceğim.
Sayfa 207 - Can yayınları
H.K.
İhtiyaç duyduğumuz şeyleri istememiz insanca bir davranıştır, yalnızca gerekli olanı değil, arzulanır bulduğumuz şeyleri istemek de insancadır. Hastalıklı olan, gerekli olan ile arzulanır olanı aynı şiddetle arzu etmek, kusursuzluk özlemi yüzünden , ekmeksiz kalmış gibi acı çekmektir. Romantizm hastalığı budur işte: sanki sahip olmanın bir yolu varmış gibi Ay'a göz dikmek.
Sayfa 86 - Can yayınları
"Kişi kendi gerçekliğini yaratır, diyorsunuz," dedi Veronika, "peki, gerçeklik nedir?" "Çoğunluk ne diyorsa odur. İlle de en iyisidir ya da en mantıklısıdır anlamına gelmez bu, toplumun bir bütün olarak istediklerini en yakından karşılayandır."
Sayfa 96 - Can yayınlarıKitabı okudu
Nefret. Öylesine fiziksel ki, neredeyse duvarlar, piyanolar, hemşireler kadar somut; gövdesinden taşan taşan yıkıcı enerji elle tutulabilir gibiydi. Bu duyguyu bastırmaya çalışmadı, iyi ya da kötü olmasına aldırmıyordu, durmadan kendini kontrol etmekten, maskelerden, uygun davranışlardan bıkmış usanmıștı.
Sayfa 78 - Can yayınlarıKitabı okudu
"... Bazi insanlar neden doğaya aykırı davranırlar? Ne olursa olsun yaşama savaşı vermektir doğal olan." "Ben de o yüzden ağlıyordum işte," dedi Veronika. "O hapları aldığımda nefret ettiğim birini öldürmeye çalışıyordum. İçimde başka, sevebileceğim Veronikalar olduğunu bilmiyordum." "İnsan neden kendi kendinden nefret eder?" "Korkaklık belki de. Ya da hiç yakanı bırakmayan yanılmak korkusu, başkalarının senden beklediklerini gerçekleştirememek korkusu."...
Sayfa 76 - Can yayınlarıKitabı okudu
Reklam
".. Deli olmak, düşüncelerini iletmekten âciz olmak demek. Sanki yabancı bir ülkedesin, çevrede olup biten her şeyi görüyor, anlıyorsun, ama istediğini anlatmaktan, dolayısıyla da yardım bulmaktan umutsuzsun, çünkü orada konuşulan dili bilmiyor, anlamıyorsun. " "Hepimiz hissetmişizdir bunu." "Hepimiz şu ya da bu biçimde deliyiz zaten."
Sayfa 73 - Can yayınlarıKitabı okudu
Veda etmek. Aslında en zor yanı buydu: İnsan bir kez akıl hastanesine girdi mi, delilik dünyasında var olan özgürlüğe alışıyor, hatta ona bağımlı hale geliyordu.
Sayfa 65 - Can yayınlarıKitabı okudu
"Deli olmak ne demek, bilmiyorum," diye fısıldadı. "Ama deli olmadığımı biliyorum. Başarısız bir intihar girişimi benimkisi, hepsi bu." "Kendi dünyasında yaşayan herkes delidir. Şizofrenler, psikopatlar, manyaklar. Yani başkalarından farklı olanlar."
Sayfa 45 - Can yayınlarıKitabı okudu
Tüm ömrünü bir şeyler bekleyerek geçirmişti zaten; babasının işten eve dönmesini beklemek, sevgiliden gelecek, ama hiç gelmeyen mektubu, yıl sonu sınavlarını, treni, otobüsü, telefonu, tatilleri, tatillerin sonunu beklemek, hep beklemek. Şimdi de, kendisiyle önceden randevulașmıș olan ölümü beklemek zorundaydı.
Sayfa 42 - Can yayınlarıKitabı okudu
Yaşamı boyunca pek çok kez fark etmişti Veronica, tanıdığı bir sürü insan başkalarının başına gelen korkunç olaylardan sanki gerçekten üzgünmüș ve yardım etmek istiyormuş gibi söz ederlerdi, ama işin gerçeği, başkalarının acılarından zevk aldıklarıydı; çünkü böylece kendilerinin mutlu ve şanslı olduklarına inanabiliyorlardı.
Sayfa 41 - Can yayınlarıKitabı okudu
161 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.