Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bulmak değil imiş bilmek, Bilmek değil imiş bulmak, Evliyaya gönül vermek Rengine boyanmak imiş.
Kaygusuz
Simurg, ismi var ama cismi yok bir efsanevi kuş. Bizim daha ziyade "anka" veya "zümrüdüanka" diye bildiğimiz bu kuşa verilen "sî-murg" ismi Farsça'dır ve "otuz kuş" demektir. Otuz ayrı kuşun rengini veya özelliğini taşıdığı için böyle isim- lendirildiği söylenir. Yani simurg aynı anda hem otuz kuştur, hem tek bir kuştur. Bu sebeple tasavvufta "kesrette vahdet" (çoklukta birlik) anlayışını temsil eder. Simurgun Kafdağı'nda yaşadığı rivayetinden hareketle "istiğna" sembolü olarak kul- lanıldığı da görülür. Kafdağı "kanaat"tir aslında. Kafdağı'nda, kanaatin sonsuz ikliminde yaşayan sîmurgun istiğnası, yani dünyaya yahut dünyalığa ihtiyaç duymayıp iltifat etmemesi, örnek alınacak büyüklüktedir. Nihayet sîmurg görünmeyen, bî-vücut bir kuş olmak hasebiyle insanın ruhunu, âdemiye- tini, bedenine üflenen ilahi nefhayı simgeler. Buna, yine bir kuş olarak çağrıştırdığı "yükselme, yeryüzünün fevkine çıkma" manalarını da ekleyelim.
Reklam
Sana cân içre yer ettim elif gibi, benim cânım, Güzeller padişahısın, senin taht-ı revânındır. Zâtî
Elif-Bâ'yı Unutunca
Bir elif bul mekteb-i irfânda evvel bâ'yı sor, Kad-hamîde eyleyip râ gibi andan bâ'yı sor. İsmail Hakkı Bursevî hazretleri (KaddesAllahü Sırruhü) [İrfan mektebinde bir elif bul, (ona) önce bâ harfini sor. Sonra (onun karşısında) râ (harfi) gibi eğilip bâ'yı (bir daha) sor.]
Sayfa 277 - Semerkand, EşikKitabı okudu
DERVİŞLERİN SANATI Can satıp oldu her birisi bir belâ müşterisi Aşk şehrinde budur san'atı dervişlerin. Ahmed Paşa [Aşk şehrinde dervişlerin her biri canını satıp (karşılığında) bela almaya (çalışıyor). Onların (bütün işi), uğraşı budur.] Ezelde, Âdemoğulları'nın sulbünden kıyamete kadar vakti geldikçe bir vücuda büründürülüp dünyaya gönderilecek bü- tün insanların ruhlarına Cenâb-ı Mevlâ şöyle hitap buyurdu: "Elestü bi-Rabbiküm?" (Ben sizin Rabb'iniz değil miyim?) Ruhlar, "Belâ!" (Evet, hiç şüphe yok ki Sen bizim Rabbimizsin!) dediler.
Semerkand, EşikKitabı okudu
Kalbin tamiri, onun "Beytü'l-hazen" yani "hüzün evi" olma hususiyetinin de muhafazasıdır aynı zamanda. Mümin her daim mahzundurnçünkü dünya gurbetinde sılasından ve aslından ayrı olduğunun farkındadır. Şen şakrak olmak, çok gülmek gaflet alametidir. Dünyadan kâm almak için nefsin teşvik eylediği neşe ve eğlence arayışı eninde sonunda günah batağına sürükler insanı. Mümin böyle bir felaketten beyt'ül hazen kılınmış kalbine sığınarak kurtulabilecektir.
Sayfa 148 - Semerkand, EşikKitabı okudu
Reklam
O yardım ve destek ancak bir mürşidin himmeti ile sağlanabilir. Bu sebepledir ki tasavvuf terbiyesinde mürşid-i kâmillerin huzurunda tövbe edilir. Böylece tövbeye şahit tutulan Allah dostunun hem o tövbeyi murakabesi hem de muhafazası temin edilmiş olur. Zira sâlikleri tövbeden son- ra tekrar günaha sevkeden şey, kalplerine gelen nefsanî ve şeytanî havâtırdır. Hâtır kelimesinin çoğulu olan havâtır, insanın iradesi dışında kalbine doğan ve onun fiillerine yön veren duygu veya düşüncelerdir. Rahmanî olabileceği gibi nefsanî ve şeytanî de olabilir. Tasfiye edilerek selim kılınmamış kalp- ler bunları ayırt edemez. Kalplerin tasfiyesi, kalb-i selim kılınması ise kâmil mürşidlerin kârıdır. işlediği bir hata sebebiyle daha evvel yaşadığı güzel halleri ve huzuru kaybeden, o hatanın kalbinde yaptığı tahribat- tan rahatsız olan sofiler mürşidlerine gelerek himmet isterler. Kalplerinin kararmış, kirlenmiş, viran olmuş haline razı değildirler. İmar edilmesi için ehline müracaat etmeleri tabiidir. Havâtırın geldiği yer olması hasebiyle kalp yahut gönüle mecazen hâtır da denilir
Sayfa 147 - Semerkand, EşikKitabı okudu
Evliyaya Gönül Vermek
EVLİYAYA GÖNÜL VERMEK Bulmak değil imiş bilmek, Bilmek değil imiş bulmak, Evliyaya gönül vermek Rengine boyanmak imiş. Kaygusuz * Bu mısraların sahibi olan "Kaygusuz", 15. asırda yaşamış ve şathiyyeleri ile meşhur Kaygusuz Abdal değil. Ondan bir asır sonra dünyadan geçip gitmiş, Bayramî meşâyihinden Vizeli Alaaddin Ali isimli bir zat bu. Halk arasında öteden beri söylenegelen Yunus tarzı ilâhileri var. Yukarıdaki dörtlüğü de onun böyle çok bilinen ve "Maksut cihana gelmekten / Kişi Rabbin bilmek imiş / Rabbini bilmekten murat / Evliyasın bulmak imiş" diye başlayan ilahisinden aldık.
Sayfa 141 - Semerkand, EşikKitabı okudu
"Kendiniz için himmetten, başkaları için hizmetten bir an bile geri durmayın" | Muhammed Bahâuddin Buhâri
"Herhangi bir müşkülde size neyi nasıl yapacağınızı salık vermeyen bir dostunuz yoksa işiniz yaman demektir. (...) 'Bu denizde kendisine yardım edecek hakiki dostu bilmeyene kurtuluş yoktur.' "
Reklam
"Sevgilinin izinde, O'nun aşkıyla yanarak yürüyenlerin, hallerini dil ile anlatmaya, âşıklık iddiasında bulunmaya ihtiyaçları da yoktur, mecalleri de."
"Aşk varsa istikamet vardır; hiçbir engel âşığı durduramaz. Aşk varsa bilinir ki başa gelen her ne ise O'ndandır ve O'nun lutfu da hoştur, kahrı da."
"Dünya pazarında da insanın alışverişi aşkla ve aşk üzerine olmalıdır. Aşksız geçirilen bir ömür hebâ edilmiştir. (...) Çünkü varlığın asıl sebebi, kâinatın sermayesi 'aşk'tır."
381 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.