Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ali Baba

Tarihin en kesin yasalarından biri de şudur: Lüksler zamanla ihtiyaç hâline gelir ve yeni zorunluluklar ortaya çıkarır. İnsanlar belli bir lükse alıştıklarında bir süre sonra onu kanıksarlar. Onu yaşamlarında hep bulundururlar ve bir süre sonra onsuz yaşayamaz hâle gelirler.
Sayfa 99
Reklam
Etkili hikayeler anlatmak kolay değildir; zorluk hikayeyi anlatmakta değil, herkesin hikayeye inanmasını sağlamaktadır.
Sayfa 44
Hayatın genel olarak hiçbir anlamı yok. Ama o hayata sen bir anlam verebilirsin. Kendi hayatına anlam verebilecek tek kişi de sensin.
Sayfa 284

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Uzaktaki gelecek için hedefler belirliyor, yani hazırlık evresi olarak görüyorsun. Bunu gerçekten de yapmak istiyorum ve zamanı gelince yapacağım, diye düşünüyorsun. Bu şekilde yaşamak, hayatı ertelemektir. Hayatı ertelediğimiz sürece, asla bir yere varamayız ve günlerimizi sıkıcı bir monotonluk içinde geçiririz çünkü burayı ve şu anı bir hazırlık dönemi, sabırlı olmamız gereken bir zaman olarak görürüz. Ama örnek vermek gerekirse, kişinin uzaktaki bir giriş sınavı için 'burada ve şu anda' çalışması gerçek bir şeydir.
Sayfa 280
Bir insan için, en büyük mutsuzluk kendisi gibi olamamaktır.
Sayfa 257
Reklam
Bir kişi kitap okurken yüzünü fazla yaklaştırırsa, hiçbir şey göremez. Aynı şekilde, kişiler arası sağlam ilişkiler inşa etmek de belirli bir mesafe olmasını gerektirir.
Sayfa 155
Mutsuzluğunu geçmişine ya da çevrene yıkamazsın. Beceremeyeceğinden değil. Sadece yeterli cesarete sahip değilsin.
Sayfa 50
Şu anda çok mutlu hissedemiyorsun. Bunun sebebi, kendini sevmeyi öğrenememiş olman.
Sayfa 41
Dine yapılan bu ilaveler ve yasaklar dini detaylara boğmuş, kişileri dinin özünden uzaklaştırmıştır. Namazda ayakların arasının kaç parmak olacağını, hangi ayakla hangi işe başlanacağını, sakalın boyunu ayarlamaya çalışanlar; teferruatla uğraşmaktan, Allah’ın asıl istediklerine yeterli dikkati yöneltememişlerdir.
Sayfa 475
Akılcı düşünce, körü körüne taklidi reddeder, delil ister. Bu yüzden taklide dayalı gelenek, aklın işletilmesine hoş bakmaz. Çünkü işleyen akıl, gelenekteki yanlışlıkları sorgulayacak ve reddedecektir. Böylece taklit ortadan kalkacaktır. Bu yüzden atalardan miras kalan gelenek ve bunu devam ettiren taklit, hak dine götüren akılcı düşünceyle hiçbir zaman bağdaşamaz.
Sayfa 367
Reklam
En'am Suresi 116
"Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onar ancak zanla yalan söylerler. En'am Suresi, 116
Sayfa 156
Unutulmasın ki ne Peygamber, ne de dört halife tek bir hadis kitabı, tek bir hadis sayfası bile oluşturmadıkları gibi, hadis yazımını ve naklini yasakladılar. Üstelik bu şahıslar isteseler, doğru hadisleri toparlayabilirlerdi. Çünkü Peygamberimiz’in kendisinin veya çok yakınlarının, Peygamberimiz yaşarken veya vefatından hemen sonra doğruluk oranı yüksek hadis kitapları oluşturmaları mümkündü. Fakat onlar, en mütevatir denilen hadisleri bile “Kuran yeterlidir” ve “insanlar Kuran’dan başka sözlerle ilgilenmesinler” diye yazdırmadılar ve toplamadılar.
Sayfa 355
Kuran’ın inşa ettiği insan; düşünen, akleden, Allah’ın mesajı Kuran’a sıkı sıkıya sarılan, Peygamber’i canından çok seven fakat Kuran’a aykırı yüceltmeyen, Allah’ın hüküm yetkisini hiçbir kişiye paylaştırmayan insandır.
Sayfa 329
Kuran’dan herkesin kendi davranışlarından sorumlu olduğunu anlıyoruz. Ne peygamber oğlu olan yücelir, ne de kâfir babası olan küçülür.
Sayfa 327
Maide suresi 87. ayette, Allah’ın helal kıldığı güzel şeylerin haram kılınmaması buyurularak, bunu yapmak haddi aşmak olarak değerlendirilir. Ayetin “Ey iman edenler” diye başlaması bu ayette belirtilen haddi aşmanın “Ben Müslümanım” diyenler tarafından da gerçekleştirildiğini gösterir. Demek ki “Ne olacak fazladan bir midye, karides haram olsun...” diyemeyiz. Din adına dine zorluk ilave etmek haddi aşmaktır, sapkınlıktır, Allah’ın emirlerine karşı gelmek demektir, takvayla alakası yoktur.
Sayfa 213
326 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.