Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayır, yanıldınız hocam. Her şey ekmek ve su değildi. Sizden sevgi bekledik, şefkat bekledik, eşitlik bekledik, umut bekledik, belki size hiç söylemedik ama sarılmanızı bekledik. Belki de çok şey bekledik...
Sayfa 194Kitabı okudu
Hayatımızdaki insanların, makamı, mevkii, parası değil, yüreği önemlidir.
Sayfa 247
Reklam
"Eğer bir sokağı süpüren çöpçüyseniz orayı öyle süpürün ki oradan geçenler 'Burada dünyanın en iyi çöpçüsü çalışıyor, desinler."
Sayfa 247
"Köylü benim, garip benim, Âşık benim, dertli benim, İnsanları seven benim, Âlem buysa, kral benim..."
Sayfa 242
Sevgileri yarınlara bıraktınız Çekingen, tutuk, saygılı, Bütün yakınlarınız Sizi yanlış tanıdı. Siz geniş zamanlar umuyordunuz, Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. Yılların telaşlarda bu kadar çabuk geçeceği Aklınıza gelmezdi. Behçet Necatigil
Sayfa 113
Buraya bakın, burada bu kara mermerin altında Bir teneffüs daha yaşasaydı Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür Devlet dersinde öldürülmüştür. ~Ece Ayhan
Sayfa 109
Reklam
"Her balon Gökyüzüne aittir. Çocukken elinden kaçmaları, Özgürlük için aklını çelip İpi tutan parmaklarını aralamaları Hep bu yüzdendir..."
Sayfa 108
Bazen küçük bir buse ya da küçük bir dokunuş çok işe yarıyor. Çünkü siz o anda en büyük ihtiyacının deposunu dolduruyorsunuz: Sevilmek. Annesinden veya babasından ya da her ikisinden ayrılmış çocuk bunu bir terk edilme olarak yorumlar. Sevilmiyorum ya da sevgiye layık değilim düşüncesini beynine kazır. Terapistlerin negatif kognüsyon dedikleri ve çok tehlikeli buldukları bu yerleşik inanç sonra bütün hayatını olumsuz etkiler. Sizin o anki bir dokunuşunuz, bir sarılmanız bu negatif kognüsyonun yerleşmesine engel olacaktır. Yerine sevilebilirim ihtimalini koyacaktır.
Sayfa 68
Anısı biz olalım bu sokakların ve hiç durmadan yağmur yağsın. Biz gürültüsüz sözcükler bulalım sarmaşıklar fısıldaşsın yine. ~Ahmet Telli
Sayfa 62
Dünyanın geride kalan bütün çocukları, Henüz anne kokarken, Ben hasrete bulanmak istemedim.
Reklam
Sin Şin Mim
Yavuz Şam'da kaldığı sıralarda, Muhyiddin Arabî Hazretleri'nin (638/1240) bir kitabında geçen “Sin Şin'a girince Mim'in kabri ortaya çıkar” şeklindeki bir ifadeyi, büyük âlim Kemal Paşazade ile birlikte incelemişlerdi. Burada “Sin”in Selim'e, “Şin”ın Şam'a, “Mim”in de Muhyiddin'e işaret olduğu kanatine varılmıştı.
...dersimin zayıf olmasından dolayı başarısız sayılıyordum. Bu durumu kendime bile izah edemediğim için öğretmenlerimize açıklamak bana çok zor geliyordu.
Sayfa 105 - Timaş Yayınları, 2005Kitabı okudu
512 öğeden 496 ile 510 arasındakiler gösteriliyor.