Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben siperde düşmanla karşı karşıya olmalıyım. Çünkü çarpışmak, boğuşmak istiyorum. Kan, ateş, ölüm görmek, düşmana da kan kusturmak istiyorum.
Sayfa 82
Galiba bahar bozulmuş.
Yolda bir dere kenarında ceviz ağaçları altında bir mola verdik. Şimdiye kadar gördüğüm bütün ağaçlarda hiç meyve yoktu. Galiba bahar bozulmuş.
Sayfa 79
Reklam
Erenköyü’ne 7.45’te geldik…
Halkı tahliye edilmiş. Köyde ne insan, ne hayvan hiçbir şey yok.
Sayfa 79
Ya biz! Ya biz! Biz ki, kendi toprağımız için harp ediyor, kendi namusumuz, kendi şerefimiz için kan döküyoruz, böyle mi olmalıydı? Oh! Biz ne kadar hissiz, ruhsuz, kansız imişiz. Kamçı gibi çarpan şiddetli bir yağmur altında kırık taşla, çamurla dolu sokaklarından geçerken dar pencerelerden uzanan irili ufaklı başların pek azında üzüntü belirtileri görmüştüm. Ah! Bunlar ne soğuk adamlardı.
Sayfa 63
Önlerinden kurbanlık kuzu gibi geçen askerlerimize…
Bilmem buralar bundan etkilenmiş miydi? Ben geçtiğim yerlerdeki İslam ahalisinde bu hissi göremedim. Önlerinden kurbanlık kuzu gibi geçen askerlerimize fazla yardım ve yakınlık göstermiyor, hiç olmazsa su dağıtarak onların kalplerine merhem olmuyorlardı.
Sayfa 63
Son vaktiyle Türk kahramanlığı, büyüklüğü ile titreyen bu yerler şimdi ne felaketler, ne küçük düşürücü hadiseler yaşamıştı. Cesaret ve adaletleriyle şan veren ecdadımızın haşmetiyle dolu bu topraklar dün Bulgarların uğursuz ve kirli ayaklarıyla ne kadar çiğnenmiş, kim bilir ne kadar ağlamıştı.
Sayfa 63
Reklam
O güzel sevimli Çanakkale şimdi bir harabe gibiydi. Düşman bir çok yeri yakmış, yıkmış. Yıkılmayanlar da boş ve kapalı.
Sayfa 75
Sana kızgın değilim. Sana kızmayacak kadar seni iyi tanıyorum. Sonra seni seviyorum. Neden sevdiğimi bilmeden seviyorum. Bu sevgiyi her gittiğim yere beraber götüreceğim. Allahaısmarladık.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.