Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
••• Acıyorum sana Alyoşa; inanır mısın, yürekten sevmiştim seni… •••
Sayfa 70 - İletişim Yayınları
Bilir misin Alyoşa, onu doğrudan doğruya sevmiyorum ben; gözyaşlarımla dolu beş yılı, uğradığım hakaretleri seviyorum.
Reklam
Halbuki Alyoşa iradesiz, havai, son derece düşüncesizdir; yirmi iki yaşına rağmen tam anlamıyla çocuk kalmıştır. Tek meziyeti iyi yürekli oluşu; ama bu, diğer kusurları yanında onun için âdeta tehlikeli oluyor.
Karım da Alyoşa'ya benzesin isterdim böyle anlarda, karşımda dursun ve yalnızca baksın...
Sayfa 28 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
"Yanılıyorsun, Alyoşa'cığım. Katerina İvanovna beni hiçbir zaman sevmedi. Hiç söz açmadığım halde, onu sevdiğimi her zaman biliyor, ama sevmiyordu. Hiçbir zaman, bir gün bile dost bilmedi beni; bu gururlu kadının arkadaşlığıma ihtiyacı yoktu. Beni dinmek bilmeyen bir öç isteğiyle yanında tuttu. İlk karşılaşmalarından şimdiye kadar Dmitri'den gördüğü hakaretlerin acısını benden çıkarıyordu, ilk karşılaşmayı hakaret olarak içinde saklamıştı. Kalbi böyle onun!"
Önceleri sadece niyetleniyordum. Artık kesin karara vardım. Alyoşa'yı sonsuz bir aşkla sevdiğim halde sanki baş düşmanıymışım gibi geleceğini mahvediyorum. Onu serbest bırakmam gerekiyor. Benimle evlenmesine imkân yok, kimseye karşı gelemez o. Ayağına köstek olmak istemiyorum. Buldukları kıza tutulmasına memnunum bile; benden daha kolay ayrılır. Bunu yapmaya mecburum Vanya. Madem seviyorum her şeyimi feda ederek aşkımı ispat etmeliyim, öyle değil mi?
Reklam
- Öyle değil Vanya. Anlayıp anlamamak meselesi değil. Baba sevgisinin kıskanç olduğunu bilmez misin? Babam Alyoşa ile aramızda olup bitenin onun haberi olmadan, kaş göz arasında geçivermesine kızıyor. Böyle bir macerayı aklından bile geçirmiyordu. Alyoşa ile aşkımızın acıklı sonunun, evden kaçmanın doğrudan doğruya "alçakça ikiyüzlülüğümden" kaynaklandığına inanıyor. Başlangıçta aşkımı ona açmadım; tam tersine onu sır olarak sakladım. İşte babamı en çok bu üzüyor. Emin ol Vanya ona evden kaçmamdan, kendimi sevgilime vermemden çok samimiyetsizliğim dokundu. Bugün bana kollarını açacağını düşünsem bile kırgınlığı tam olarak silinmeyecek. Yarın öbür gün sitemler, anlaşmazlıklar başlayacak. Zaten senin dediğin gibi kayıtsız şartsız affetmeyeceğini de biliyorum. Ona her şeyi olduğu gibi söylesem; onu nasıl kırdığımı, anladığımı itiraf etsem; bugünkü mutluluğumun bana nelere mal olduğunu ve çektiğim acılara nasıl katlandığımı anlatmaya çalışsam... Buna rağmen beni anlamak için çaba göstermediğini görürsem çok üzüleceğim. Daha sonra benden karşılık olarak yapamayacağım şeyler isteyecek. Alyoşa'ya, yaşadığımız şeylere beddua etmemi, sevgimi lanetlememi, şu son altı ayı hayatımdan silmeyi istemeyecek Vanya! Ama ben ne kimseye beddua edebilirim, ne de pişmanlık duyarım. Ne yapalım, olan oldu. Hayır, Vanya, dediklerin şimdi olamaz. Henüz vakit gelmedi.
“Belki de daha tam bağışlamadım onu, kim bilir” dedi. Belki de yalnız yüreğim onu bağışlamaya hazırlanıyor ama daha yüreğimle de savaşırım ben. Sana bir şey söyleyeyim mi Alyoşa, 5 yıldır döktüğüm gözyaşlarını çok sevmeye başladım. Hem belki de ben yalnız o kırgınlığımı sevmişimdir. O adamıysa hiç sevmemişimdir, kim bilir”
Küçükken ve ilk gençliğinde her karşılaştığı kimseye açılma alışkanlığı yoktu, hatta konuşkan değildi. Bu, çevresine güvenmemesinden, çekingenliğinden ya da insanları sevmemesinden ileri gelmiyordu. Tam tersine, bambaşka, son derece kişisel, başkalarını hiç ilgilendirmeyen ve Alyoşa'ya çevreyi, her şeyi unutturabilen içe kapanıklığıydı.
Bi salın şu adamı artık, rahat bırakın
“Gene gelin bana Alyoşa, sık sık gelin.”
Sayfa 776 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.