Başımın üstünde yeri olan bir yapıttır.Giriş kısmında Cemil Meriç'in cümleleri bulunmaktadır '' AMAKI HAYAL İ karıştıran kaç Türk aydını var?. ''
Yeni basımını bu yıl okuyabildim.Gazelerin ağırlığı geç bitirmeme sebep oldu ama gözümü kapatınca beliren ışık bambaşkaydı. Ufuk açıcı uyandırıcı bir etkisi oldu benim için. Yanında sıra başka başka hayallere yolculuk yapmamı sağlayan aynalı dedenin dünyası hayalin derinliklerine gitmenizi sağlıyor. Tasavvufun ne derece yol gösterici olduğunu farkedeceksiniz.
A'mak-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Pozitif Yayınları · 201116,9bin okunma
Masal tadında bir kitap. Karanlık ve aydınlığın savaşı, Anka kuşunun sırtında alemi dolayış, ejderhayla savaş ve daha bir çok masal. Sembolik anlatımlarla. Kendinizi akıntıya bırakıp gidiyorsunuz ve hepsinin altında onca keramet ve anlam keşfediyorsunuz. Küçükken geceleri sobanın başında annemden dinlediğim masalların tadını aldım. Uykuya dalmamak, sonunu duymak için göz kapaklarımla savaş verirdim. Yıllar sonra aynı duyguyu aynı heyecanı bu kitapta yaşamak kısmetmiş. Çok derin, çok başka bir masal dediğim gibi. Hepsini anladığımı iddia etmiyorum. Anladığım kadarıyla ve anlamadığım kadarıyla da çok sevdim. Tekrar tekrar okuyup tam anlamaya çalışmak lazım. Tasavvuf bambaşka bir dünya..Bizim idrak sınırımızı aşıyor.
(Her masalın sonunda masalın anlamını açıklayan ayrı kısımlar var. Bu anlamama çok yardımcı oldu. Her yayınevinde var mı bilmiyorum ama olması çok faydalı oldu)
A’mak-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Kaknüs Yayınları · 201716,9bin okunma
Bizde tasavvufî romanın başlangıcı hatta fantastik romanın öncüsü sayılabilecek Amâk-ı Hayâl iyi bir tahsil almış, görgülü ve gönül ehli Ahmet Raci derler bir gencin kalbinde ve aklında dolanan hayatın ve maneviyâtın mahiyetiyle ilgili sorularla başlar. Aslında inançlı bir adamdır fakat zaman zaman inkârın eşiğine gelir. Bu meselelerle meşgul
Bir kısmı ise Ramazan kandillerini gördüğü zaman Müslüman olduğunu hatırlardı. Kandiller yandığı zaman ellerine tespihi alıp cami cami dolaşır, hiçbir şey anlamamalarına rağmen Kur'ân-ı Kerim ve vaaz dinlerlerdi. İkindi vakti uyanmak şartıyla oruç bile tutarlardı. Oruç tuttuğu halde namaz kılmaya gerek görmeyenleri de vardı. Uzun bir namaz olan teravihe hiçbiri yanaşmazdı. Ramazan bitti mi bunların dini duygusu da "Elveda" diyerek yoluna giderdi. Mevsimlik elbise giymeye benzeyen bu çeşit dindarlığa ben her zaman hayret ederdim.