"Anlat!" dedi kadın.
"Ne anlatayım?" diye sordu adam.
"Anlat bir şeyler işte!" diye cevapladı kadın.
"Kalmadı bir şey!" dedi adam sıkıntılı bir sesle.
"Yani her şeyi anlattın mı?" diye sordu kadın bu defa.
"Mesele bu ya!" dedi adam, kadına dönerek, "Ben aslında anlatmak istediğim hiçbir şeyi anlatamadım."
"E anlat işte!" diye üsteledi kadın.
"Neyi?" diye sordu adam kadına.
"Anlatamadıklarını!" dedi kadın.
"Anlatamadıklarını nasıl anlatabilir ki insan?" diye sordu adam kadına, belki kadına değil, kadından çok kendine, içine, içinin derinliklerine.
Gökhan Özcan
Bazen anlatamadıklarını bir kitap yazıp anlatmak istersin ve gerçekten de tam bir kitap yazmalık durumun vardır.
H.
Birgün beni de seni seven birine anlatacak olursan eğer bana yaptığın gibi, hani onlar da unuttu unutursun diyerekten.
Günlerce, aylarca kapımda yattı, tüm şartları zorladı, herşeyini kaybetme pahasına yanımda olmaya çalıştı, her fırsatta ben de onu seveyim istedi,ben korktukca o korkusuzlaştı, canını yaktım, yanan canına rağmen benim canımı
Gerçek sanatçı sanatını ünlü olmak , zengin olmak için yapamaz. Gerçek sanatçı diliyle anlatamadıklarını eserleriyle anlatmak için sanat yapandır.
Sebepsizce...
Yazdıkça yazası geliyor insanın, anlatamadıklarını anlatmak, hissedemediklerini hissetmek istiyor ...
Uzaklık nedir? Sevdiğin insanların yanında olmaması. Onlara anlatamadıklarını kendine anlatmak. Yaşamak ama, ölmek gibi.
Vazgeçişlerimin eylemidir durmak. Sürekli yaptığım şeyi artık yapmamaya karar vermek,
Üstelememek,
endişe etmemek,
kısacası ben durmaya karar verene kadar,
gayret göstermemek, anlatmak.
yaptığım ne varsa artık hepsinden kendimi azad etmek.
Çünkü bazen karşındakine, onun için yaptıklarını göstermenin tek yolu sadece durmak....
Ve çabalayarak anlatamadıklarını, yapmaktan artık vazgeçerek anlatmak
"Anlat"! dedi kadın.
"Ne anlatayım?" diye sordu adam.
"Anlat bir şeyler işte!" diye cevapladı kadın.
"Kalmadı bir şey!" dedi adam sıkıntılı bir sesle.
"Yani her şeyi anlattın mı?". diye sordu kadın bu defa.
"Mesele bu ya!" dedi adam, kadına dönerek, " Ben aslında anlatmak istediğim hiçbir şeyi anlatamadım."
"E anlat işte!" diye üsteledi kadın.
"Anlatamadıklarını nasıl anlatabilir ki insan?" diye sordu adam kadına, belki kadına değil, kadından çok kendine, içine, içinin derinliklerine. Gökhan Özcan
Ama hislerimize güvenebiliriz. Gerek kelimelerle anlatamadıklarımızı gerekse karşımızdakinin kelimelerle anlatamadıklarını hissedebiliriz, hissettirebiliriz. Bu nedenle kelimelerin sustuğu yerler de nasıl bişey anlatmak istediğimizin telaşı başlar. Bu haklı bir telaş ve bu telaş en samimi hallerimizin parçasıdır. Bu samimiyetle anlatmak istediğimiz anlamlı kılınabilir. Yoksa tüm çabalarımız boşa gider.