EVLİLİK ÜZERİNE 200.000 Yıldır Çözülemeyen Problem Evlilik, en genel tabiriyle, kanun karşısında dinen ve kültürel adetlere uygun biçimde yuva kurmak isteyen kişilerin birleşmesidir. Elimize ulaşan kanıtlara göre bilinen ilk evlilik milattan önce 2350’li yıllara kadar uzanır. Şahsi tahminim ise boşanmalarında aynı tarihte bulunduğu hatta belki
Ruhsuz Sahnede
Yaptım oldular :) Sonsuz bir aşk ile bağlandığım ,yegane varlıklarımı hayret ile izliyorum.Ne çabuk büyüdükleri konusunda cok fikrim var ,lakin hiç yok . Ben henüz büyümemişken daha neler ,değil mi? Yasitlarım ile hiçbir zaman aynı ruha sahip olmadım hiçbir zaman 😻Onların düşündüklerini hiçbir zaman düşünmedim.Aklima ne estiyse onu yaptığımı söylesem yeri var.Kizlarimda bu heveslerimin sahane ürünleridir . Büyük ısrarla sisteme tanıklık edip Savcı olmak istediğini , adaletli ve doğrucu bir yönetim ile yaşanması gerektiğini belirtiyor .Küçük ise Doktor olacağını söyledi .❤️‍🩹Kalp doktoru ❤️‍🩹 olacağım anne dedi ❤️‍🔥 Çok çalışmayı hiçbir zaman tasvip etmem 😂Ama DOKTOR 'a aşığım 😂bilir kendisi ❣️ Sözün özü.Kendinize arkadaşlar dogurun kizlar 😁😁😂🩵
Reklam
Uzun ama Lütfen Okuyun!
Öncelikle belirtmeliyim ki bu başlığın Tedx olması artık fikirlendirme, başarıyı tarif etme ve başarı hikayesi anlatma olayları bütününün bu kuruluş tekeline girmiş olmasındadır. Türkiye'de ve gezegenin pek çok ülkesinde organize bir biçimde olmak üzere, hayatta standart üzerinde statülere sahip olan, belli başlı başarılar elde etmiş insanların
Anti-natalizm!
Hindistan'da bir kişi, 'Beni rızamı almadan dünyaya getirdiler' diyerek anne ve babasına dava açmaya hazırlandığını söyleyince uluslararası basında haber konusu oldu. Kendisini 'anti-natalist' olarak tanımlayan Raphael Samuel, "Bu dünyada acı çekecekleri bilinerek çocuklar dünyaya getiriliyor. Bu doğru değil" diyor. Peki
Çile ..
"Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim, Minicik gövdeme yüklü Kafdağı, Bir zerreciğim ki, Arş'a gebeyim, Dev sancılarımın budur kaynağı!"
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
•° youtu.be/Z1kWJgoQMcc 🌙 - Gökyüzünü izlerken dinledim bu şiiri bir daha ve bir daha .. Dinlerken yer gözümden silindi de atmosferde ilerliyormuşum gibi hissettim kalbim bir fena carpmaya başladı.. Necip Fazıl'ın Çile'si.. Bu şiir onun seyr-i süluğu diyorum ben her kıtası bir nefsin mertebesi gibi. Her bir kelime alemlerden damıtılmış sanki. Ah şu fikrin çilesi. Annesi hasta yatağindayken Necip Fazil'a ; 'Senin şair olmanı ne kadar isterdim.' demiş. Şairin çilesi biter mi ?..Bir gün nasip olursa ben bir anne olarak 'Senin mutlu olmanı ne kadar isterim..' demeyi düşünüyorum. :)
Öğretmen ve İnanmak
San Francisco Körfezi’ndeki bir okulda, okul müdürü üç öğretmeni çağırıp şöyle demiş: “Siz üç öğretmen, sistemde en iyi ve en uzman kişiler olduğunuz için, doksan tane seçkin üstün zekalı öğrenciyi size vereceğiz. Bu öğrencilerin gelecek yıl da hızlarını korumalarını sağlamanızı ve çok şey öğrenmelerini bekliyoruz.” Üç öğretmen, öğrenciler ve öğrencilerin anne ve babası bunun çok iyi bir fikir olduğunu düşünmüşler. O okul dönemi, hepsinin özellikle hoşuna gitmişti. Okul bittiği zaman öğrenciler bütün San Francisco Körfezi’ndeki diğer öğrencilere göre yüzde 20–30 daha başarılıydı. Yıl sonu geldiğinde müdür üç öğretmeni çağırıp onlara: “Bir itirafta bulunmak istiyorum. En zeki öğrencilerin 90’ı sizde değildi. Onlar ortalamanın biraz üstünde öğrencilerdi. 90 öğrenciyi sistemden tesadüfen seçtik.” Öğretmenler, doğal olarak öğrencilerde görülen başarının kendi istisnai öğretme becerilerine bağlanması gerektiği sonucuna vardı. “Bir itirafım daha var.” dedi müdür: “Siz de en parlak öğretmenler değilsiniz. İsimlerinizi bir şapkanın içine doldurduğum kâğıtların arasından rastgele seçtim. Siz, inandığınız için başarılı oldunuz." Alıntı
Reklam
875 öğeden 351 ile 360 arasındakiler gösteriliyor.