Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

annebülbül

352 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
Hikâyeler
HikâyelerAhmet Hamdi Tanpınar
8.4/10 · 1.262 okunma
Reklam
Emirgan'da akşam vakti
"Garip şey diye düşündü. Gençlik hayattan o kadar müstakil, o kadar tek başına bir şey ki... fakat bunu anlamak için insanın biraz yaşlanması lazım..."
Sayfa 275 - Daha sonra Yaz Yağmuru öyküsünde de karşımıza çıkacak olan Sabri.Kitabı okudu
Yeni akım
Sosyal medyada yeni bir akım var. Kitap adlarının ilk harfleri ile ismimizi oluşturuyoruz. Benim hoşuma gitti doğrusu. Biraz uğraşarak sevdiğim yazarların kitaplarından ismimi oluşturdum. Bir anı olarak profilimde kalsın. Gören okutan olur da kendini eklemek isteyen olursa buyursun gelsin :) MAHUR BESTE (Tanpınar) EFRASİYABIN HİKAYELERİ (İhsan Oktay Anar) RÜYA GÜNLÜĞÜ (Hakan Bıçakçı) VE ATEŞ BİZİ TUKETİYOR (Murat Gülsoy) EVVEL OTEL ( Ayfer Tunç)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Evin Sahibi
Bunlar gibi, günün her saatinde tek cümlesini, sert bir ceviz gibi tepemde kıran papağanın daha evvel yaşadığına katiyetle emin olduğum insan hayatı ile, evin her köşesinde birkacina birden tesadüf edilen büyük çay kutularınin üzerindeki Japon ve ya Çin işi resimleri, bulutlarla yarı örtülü, derinliklerinde hayali leylekler ve zümrütüankalar dolaşan bir gök altında, uzak ve tepeleri güneşle yaldızlı dağların çerçevelediği bir manzarada gezinen, yahut mucizeli berraklığı iki üç ince çizgiye emanet edilmiş bir su başında düşünen, musıki fasli yapan, zarif çizgili, uzun etekli, kenarı yildız zırhlı lâcivert veya nar çiçeği renginde ipek mantolarını giymiş, çekik gözlü, ay isığı tenli genç kadınlar veya kIzlar, murakabelerinden hikmetten ziyade aksilik taşan asık yüzlů, seyrek sakallı hâkimler, ellerin- deki çay fincanlarından halka halka yükselen dumana bir aşk hatırası gibi eğilmiş narin endamlı delikanlılar, uzun firkete, zarif şemsiye, ayaklara dolaşan etek, ince kayık biçimli pabuç. her nevi saz; ve hepsinin birden insana verdiği acayip, büyulü bir uzak memleket daüssılasI... Velhasil çocuk yaşımı dolduran hayal hakikat bin türlü şey ancak ondan sonra hatırıma gelirdi.
Sayfa 106Kitabı okudu
Bir yol
Evet, pekala biliyorum ki, bir gün ben her şeyi bırakıp bu küçük yola dalarsam , onun bittiği yerde bütün saadet ve hasretlerini , eski yaşanmış rüyalarını bulacağım, temiz yepyeni mesut bir adam olacağım. Bunu biliyorum fakat yapamayacağımi da biliyorum. Hâlbuki bir ömür yaşamaya değer bir şeydir.
Reklam
Bir yol
Sayfa 77 Bilmem sizde de böyle midir; yolculuk benim üzerimde daima iyi ve unutturucu bir tesir yapar. Istiraplarımızın, üzüntülerimizin mekânla, yahut hayatımizın tabii muhitiyle sikı bir alakası olsa gerek. Bir: muharririn dediği gibi, falan yerde en kesif siddetinde olan bir acı iki yüz kilometre daha ötede ve baska insanlar içinde biraz daha hafif ve daha kabili tahammül oluvor. Bununla beraber acıdan acıya fark var. Ve benimki acılarn en büyüğü, evlat acisıydı, üstelik de yağmur yağıyordu. Oh, size bu yağmurlu günlerin bende yaptığı aksülameli nasil anlatmali? Böyle günlerde ben değişir, büsbütün başka adam olurum. Başka bir adam, tam kelimesi değil... Bütün bir mazi, en kötü, en karanlık, en tamir edilmez taraflarıyla içimde canlanır, hortlaklarımla baş başa kalırım. Böyle zamanlarda hayat sanki bütün çeşmelerini kapatır, yalnız bir tanesi, azap ve üzüntünün kaynaği kalır ve ben onun bulanık aynasında bütün ömrün en kötü muhasebesini yapa yapa kendimi seyrederim. Bu sefer de öyle oldu; her zaman ayak basar basmaz gündelik üzüntülerimden sıyrıldığım, yalnız kendimin olduğum Haydarpaşa Garı bana bu sefer büyük ve karanlık bir lahit gibi geldi. Trene aynı ruh haleti icinde bindim. Izmit'e kadar hep ayni ıslak ve rutubetli hava icinde, tupkı bir olukta seyahat eder gibi geldik. Hiçbir șey düşünmedim, hiç kimseyi görmedim, Sadece vagonların üstüne ve pencerelerin camlarına değdikce yağmurun çikardığı sesi dinledim. Bir tabutta uyananlar, yeraltinın mutlak sessizliğinde kendi nabızlarını ancak böyle dinlerler.
annebülbül
Bir kitabı okumaya başladı
Hakkari’de Bir Mevsim
Hakkari’de Bir MevsimFerit Edgü
8.7/10 · 10,1bin okunma
annebülbül
Bir kitabı okumaya başladı
Ölü Serçe Dönemeci
Ölü Serçe DönemeciAyşegül Genç
9/10 · 105 okunma
annebülbül
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken
Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İkenCemal Kafadar
8.4/10 · 328 okunma
Reklam
123 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
33 günde okudu
Kitabı yaklaşık 3 saat içinde okuyup bitirdim. 123 sayfalık bir kitap. Kelimeler sade, üslup akıcı, kurgu anlaşılır ve ilgiyi canlı tutacak seviyede. Kitaba başladığımda aklıma iki tane kitap geldi. İlki Marguez'in büyük eseri, Kırmızı Pazartesi, diğeri de Mahir Ünsal Eriş 'in kitabı Sarıyaz. Kitabın bu iki kitapla ortak olan kısmı
Çile Kırgını
Çile KırgınıAyşegül Genç · Okur Kitaplığı · 2014147 okunma
İnsan taşı bile nakış nakış işleyebilirken nasıl böyle taştan da beter oldu. Her devrin taş işçileri vardır oysa. Rabbimiz her devre taşları yontacak, onları tek tek işleyecek baniler göndermiştir. Onlarla yolunu nasıl kesiştirmez insan. Yağ- mur bile taşları şekillendirirken, çakıl taşları birbirine dokunarak törpülenirken, eğimli yollar merdivenler insanlara zorlukları bu denli hatırlatırken insanlar nasıl olur da birbirlerini bu denli köreltebilir. Nasıl taştan da beter hale gelebilir insan. Duvarların diline düşmek nasil bir duygu kim bilir?
Ama sormazsinız ey taş duvar niye dile geldin böyle? Sanki ilkyazılar taşın üzerine kazınmamış gibi bakarsınız bana. Oturduğunuz evin temelinde yokmuşum gibi, icabet ettiğiniz ezanın minaresine konulmamişım gibi... Cennetten kopup gelen Hacer'ülEsved diye bir atam yokmuş gibi. Niye cennetten bir insan ve bir taş çıktı sadece? Niye taşı öperek mühürler her hacı. Taş duvardır, taş evdir çünkü. Cennet evdir. Ev vatandır. Vatan cennettir. Onu öperek vatan özlemini giderir hacılar, asıl evin duvarından atmış bir sıvadır Hacer'ül Esved. Insan gerçek evini, sevgili ile olan kavuşmasını, dağılan zerrelerinin birleşmesini o taşa dokunarak yeniden hatırlar. O taş madem memleketinden gelmiştir, madem ki üzerinde yârin izi aşkın yüzü vardır, O taşı severek diğer taşları ve binaları hangi minval üzerine sevebileceginin pratiğini yapar insan. Kendi cennetini imar edemeyeceği taşları sevmeyi terk eder.
515 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.