Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hakiki reculiyyet, yani “erlik”, “insanın, hulkiyeti ve hevalarının karanlığından kurtulup, aklın ve manevi irşadın ziyası ile tezkiyesine müteakip” tekmil edilmektedir, diyor İbn Arabi. Ancak, Tarik-i Rabb’in külfetine icap edemiyen erkekler ise, “karılardan” beter ve zelil telakki edilmektedir.
Sayfa 79
Cehenneme su dökmek ve Cenneti de ateşe vermek istiyorum, ta ki bu iki perde berhava olsun ve insanlar Allah’a cehennem korkusu veya cennet umudu ile değil, ama O’na yalnız O’nun ezeli Cemali uğruna ibadet etsinler.
Sayfa 38 - râ’bi’atü’l-adeviyye
Reklam
Annemarie Schimmel, Pakistan'ın "fikir babası" olan büyük İslam şairi Muhammed İkbal'in "Irmak" başlıklı şiirini Farsçadan Almancaya tercüme etmiştir. Bu şiir Goethe'nin kasidesinin yaratıcı bir şekilde dönüştürülmüş farklı bir tasviridir? Dindar bir Müslüman olan Muhammed İkbal, her zaman Goethe'de bir ruh akrabasını görmüş ve övmüştür. Maamafih Goethe'nin İslam dünyasında nasıl görüldüğünü anlatmak için müstakil bir kitap yazmak gerekir.
Goethe'nin Kur'an seçmelerinden bir çoğu Peygamber Hz. Muhammed'in şahsiyetine ve Peygamberlik makamına istinat eder. Bu anlamda Goethe, 3. Sure, 138'inci âyeti not eder; Hz. Muhammed'in, tıpkı kendinden öncekilerin de olduğu gibi, "Allah'm elçisinden başka bir şey olmadığı" ifade edilir. Aynı şekilde 13. Sure, 8. Âyette vurgulandığı üzere, Hz. Muhammed'in sadece bir "tebliğci" olduğu dile getirilir. Goethe'nin 29. Sure, 47 Ayete ilgisi, Hz. Muhammed'in okuyup yazma bilip bilmediği sorusuyla alakalıdır. Kur'an'ın ilgili âyeti bunu ısrarla reddetmektedir; 7. Sure, 157. Ayette de Hz. Muhammed "ümmi" yani illiterat, okuma yazma bilmeyen olarak tavsif edilmektedir. Bununla ilgili olarak Annemarie Schimmel, (Mystische Dimensionen des Islam, başlıklı eserinin 50'ci sayfasında) şöyle demektedir: "Bu alamet İslamî dindarlığın merkezinde yer almaktadır; zira, tıpkı Hıristiyanlıkta Allah'ın yaratılmamış sözünü kendisi vasıtasıyla tecessüm etmiş olarak almak ve dünyaya hediye etmek için Meryem'in bâkire olmak mecburiyetinde olması gibi, Hz. Peygamberin de ümmî olması yani okuma yazma bilmemesi gerekirdi ki yaratılmamış ilahi söz, onun vasıtasıyla bir kitap olarak beyan edilsin; böylece saf kalabilsin. O, entelektüel bilgi ile kirlenmemiş bir kaptı ki kendisine emanet edilen sözü bütün saflığıyla insanlığa tebliğ edebildi."
Mevlana Şems için
Aşkın gönlüme dolalıdan beri, senin aşkından başka neyim varsa hep yandı. Aklı, dersi, kitabı hep rafa kaldırdım, ama şiirler, gazeller, Rubailer öğrendim. Zahit kişi idim-ezgiler söyletti bana. Eğlence, hayhuy şarap peşinde koşturdun beni. Ağır başımla seccademde otururken, köy çocukları gibi oynamayı Öğrettin!
“O’nun rızasını kazanmak için mi namaz kıldığımı zannediyorsun? O’nun rızasını ibadetleriyle kazanacağını sanan kimse O’nun hoşnutluğu için bir fiyat biçmiş olur.”
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.