Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
ada
ada
@annsae
45 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Sahaftan öylesine aldığım bir kitabı bu kadar sevmem beni şaşırttı. Kitabın nasıl bittiğini anlamadım. Gerçekten bayıldım. Detaylara boğmadan, sade ama fizik teorileriyle kafa yoran bir kitaptı.
En başları biraz sıkıcıydı ama sonradan su gibi aktı geçti.
9 puan vermemin sebebi kitabın gerilim diye geçiyor olması. Benim için bilim kurgu kitabıydı sadece. Hatta bilim kurgu kitabı olarak adlanırsak 9dan daha az puan verirdim.
Yine de çok sevdim, her sayfayı heyecanla okudum. Reading slumptan çıkaran bir kitap olduğu için daha da sevdim.
Sonları da gerçekten şaşırttı beni. Eğer elinizde varsa veya almayı düşünüyorsanız zaman kaybetmeyin derim. İyi okumalar şimdiden.
Hikaye çok ilginç olmasa da kitabın içi fazlasıyla ilginçti. İki çocuğun hikayesi anlatılıyor. Birisi yazıyla, diğeri ise diğer çocuktan 50 yıl önce, çizimle anlatılıyor. Çizimleri yazarın kendisi yapmış ve o kadar güzel ki gerçekten her çizime hayranlıkla baktım.
Kitap sayfa sayısı ve içinde iki hikaye anlatıldığı için beni korkutsa da (belki anlamam diye) hiç öyle olmadı. Gerçekten çok basit ve güzeldi. Çocuklarınız bile okuyabilir rahatlıkla.
Elimde 3 kitabı bulunduğu için okuduğum bir kitap. İlk 150-200 sayfası o kadar kötü ki sinir krizi geçire geçire okudum. Kitabı okuyanların çok sevdiği Onur Zorlu'dan nefret ettim. Başrol karaktere, Zeynep'e, zayıf olduğunu söyleyip sanki bir malmış gibi davranması aşırı sinir bozucuydu. Ha Zeynep bu adama aşık oldu, o ayrı bir salaklık. Zaten
Okur Takip Önerileri
İlk defa bir gerilim romanı okuyacağım için çok heyecanlıydım ancak hiç beklediğim gibi değildi. Birisi incelemesinde "3 satırda 10 kere öpüşüyorlar" yazmıştı. Bunu abartı olarak algılamıştım ama kesinlikle değil. Cidden 3 satırda 10 kere öpüşüyorlar.
Konuyla kitabın içindekinin alakası yok. En basiti, arkada balayı için gittikleri bir otelde not buldular falan yazıyor ama kitapta öyle bir sahne yok. Çok saçma, gerçekten çok saçma.
Kız tacize uğruyor, tek düşündüğü erkek. Kız şiddet görüyor, tek düşündüğü erkek. Bir olay oluyor, üzerinde durmadan öpüşmeye başlıyorlar. Cidden çok sinir bozucu. Ayrıca konular çok hızlı geçiyor. Ne olduğunu bile anlayamıyorsunuz.
12 yaşındaki bir ergen çocuğun yazdığı bir hikayeye benziyor. Eğer içindeki aşk güzel olsaydı gerilim romanı olmasını düşünmeden 5 puan falan verirdim ama güzel de değil.
Bu kitabı sevenler nasıl sevmiş anlamadım. Acaba farklı kitaplar mı okuduk diye düşünmeden edemiyorum.
Bir tek sonunda şaşırdım o kadar. Arka kapak kurgusu güzel, tamamen ona aldanıp sahaftan almıştım. Eğer başka bir yazar yazsaydı gerçekten çok iyi bir kitap olabilirdi.
Uzun lafın kısası asla önermiyorum.
Çok merak ettiğim kitaplar genellikle beklentimi karşılamaz ama bu beklentimin de üzerindeydi. Gerçekten bayıldım. Kitabı genellikle geceleri okudum, eğer kendimi uyumak için zorlamasaydım muhtemelen 1 günde biterdi.
Normalde bu tarzda kitaplar kafamı çok karıştırır, karışık anlatılır çünkü. Hayal etmekte, o sahneyi önüme getirmekte zorlanırım ancak bu kitapta kesinlikle öyle bir olmadı. Beni en çok sevindiren de buydu zaten. Sınav zamanımda "boş kafayla okurum, şimdi beni zorlar" düşüncesiyle okumayı ertelemiştim, keşke ertelemeseydim.
Tek sorun kitabın olay odaklı olması. Bu aslında güzel bir şey, boş olaylarla bizi oyalamıyor ancak Hideo ve Emika'nın ilişkisi çok hızlı ilerledi. Ve yan karakterler pek anlatılmadı. Şahsen Hideo'dansa Asher, Hammie ve Roshan benim dikkatimi daha çok çekiyordu. Umarım 2. kitapta onları daha çok görürüz. Sırf bunlar yüzünden 9.5'tan 10 verdim. Belki 2. kitaptan sonra 9'a düşürebilirim.
Sonuna pek şaşırmadım çünkü bekliyordum. Tabii bilmenin sevincini yaşamadım da diyemem. Ama sonu gerçekten çok kafa karıştırıcıydı. Kimin iyi adam kimin kötü adam olduğunu ben bile anlayamadım, Emika'yı düşünemiyorum.
Bir de şunu söylemeden geçemeyeceğim, Emika'nın takım arkadaşlarıyla iyi oldukları kısımları kulaklarım ağzımda okudum. Benim için baş karakterin arkadaşlarıyla olması >>>tek başına olması
Yarın hemen 2. kitaba başlayacağım. İyi ki ikisini birlikte almışım. Yeni almayı düşünüyorsanız size de ikisini birlikte almanızı öneririm. Şimdiden iyi okumalar
Uzun zamandır kitaplığımdaydı, internetten aldığım kitap siparişini beklerken gözüme çarptı ve okumak istedim. Tamamen çerezlik bir kitap. Okuması kolay ve eğlenceli. Sizi heyecanlandırmaz, meraka düşürmez ama dediğim gibi eğlenceli bir kitap. Karışık bir kitaptan çıkıp bunu okuyabilirsiniz, kafanızı rahatlatır.
Karakterler de tatlı. En sevdiğim karakter Nean oldu. Her ne kadar hataları olsa da empati kurunca gerçekten hak veriyorsunuz.
Bazı sitelerde indirim zamanları 9.99'a veya 15'e satıldığını görmüştüm. O zamanlar alabilirsiniz, pişman olacağınızı sanmıyorum.
Pekala, gelelim ilk kitabına çıldırdığım serinin ikinci kitabına...
İlk kitaba göre mükemmeldi. Yazar kendisini çok geliştirmiş. Ama altını çizerek söylüyorum, ilk kitaba göre.
Mantık hataları yine çok fazlaydı. Baş karakterler arasındaki aşk aşırı klişeydi ve cinsel çekim üzerineydi resmen. Ayrıca yazar başkarakterlere o kadar takılmış ki yan karakterler sadece girip çıkıyor, onlar hakkında bir bilgi sahibi olamıyoruz. Ha bir de karakterlerin kararsızlığı da var. Bir sayfada başka bir şey düşünüyorken hemen diğer sayfasında o düşüncenin tam tersini düşünüyorlar. Çoğu yerde arkaya dönüp "bu karakter böyle böyle dememiş miydi ya" sorusuyla sayfayı yeniden okudum.
Bütün bunları bir kenara bırakırsak, ilk kitabın incelemesinde de söylediğim gibi kurgusu güzel. Yazar kendisini fazla geliştirmiş.
3. kitap çıkarsa (yakında çıkılacak denilmiş ama 2016'dan beri çıkmıyor...) alır mıyım emin değilim. Belki seriyi bitirmek için alır okurum ve yazarın gelişimine bakarım. Büyük bir heyecanla alıp okuyacağımı sanmıyorum.
Klişe Wattpad kitaplarının fantastik hali. Bad boy (şeytan) çocuk ve güçlü görünmeye çalışan ama beceremeyen (avcı) kız.
Çok büyük ümitlerle başlamıştım ama beni büyük bir hayalkırıklığına uğrattı.
Yazım tarzı gerçekten çok kötüydü. Bir yerde dev arkasına bakmadan koşuyor, hemen bir paragraf sonunda şeytan devin kafasını koparıyor ve nasıl olduğunu anlayamıyorsunuz. Konudan konuya atlıyor ve siz hiçbir şey anlayamıyorsunuz. Okuduğum şeyin detayları beynimde yok çünkü hiçbir şey anlamadım. Ayrıca duygu diye bir şey yoktu.
İlk sayfalarda kız, şeytan tarafından kaçırılmış olmasına hiç takılmadı ve direkt aralarında bir çekim oldu... saçmalığa bakın. İlk 40 sayfasından sonra kızın içinden "şeytanım" diye hitap etmesinden nasıl bir şey olduğunu az çok anlayabilirsiniz.
1 puanı son 3-4 bölüm için verdim. Yoksa inanın bu bile fazla. Aralarındaki çekim o sayfalarda bile azalmadı ama yine de konuya sonunda giriş yapabildiği için katlanılabilirdi. Geriye kalan 1 puanı ise kurguya veriyorum. Kurgu gerçekten güzel ama maalesef yazar yazamamış. Bu biraz üzücü bir durum, güzelim kurgu klişe kitaplara dönmüş. Gerçekten çok üzüldüm bu duruma.
2. kitabın böyle olmamasını ümit ediyorum yoksa bu kitapta olduğu gibi kitabın hepsini "Ne saçma şey ya bu" cümlesini içimden geçireceğim.
Film ve kitabın alakası yok, öncelikle bunu bilmeniz gerekiyor. Normalde kitapları filmlerden iyi bulurum ancak ben "iki farklı senaryo" gözüyle baktığım için (gerçekten öyle ama) aralarında seçim yapamıyorum.
İkinci olarak kitap Wonder Woman kitabı olarak geçmese daha başarılı olabilirdi. Herkes (ben de dahil) Wonder Woman kitabı diye aldı ancak kitap Savaşgetiren'i anlatıyor. Ayrıca Diana ve Alia'nın arkadaş olmasını, arkadaşlıklarının anlatılmasını çok isterdim.
Onun haricinde kitaba toplam 3 defa başladım ve hepsinde daha bir bölümü bitirmeden sıkıldım, bıraktım. En sonunda kendiimi zorlayarak okumaya başladım. Yani ilk başlarda sıkılabilirsiniz ama bırakmayın.
Sonu gerçekten çok şaşırtıcıydı. Okurken "nasıl ya????" diye şaşırıp yerimde tepiniyordum.
Uzun lafın kısası büyük umutlarla başlamazsanız seveceğiniz bir kitap.
Yanlışlıkla kapağına aldanıp çocuklar için olan baskısını almışım ancak buna rağmen çok güzel ve sıcacık bir kitaptı. Çocuklarınıza rahatlıkla Çocuk Gezegeni yayınevinin çıkardığı baskısını alabilirsiniz (reklam gibi oldu sdjskzjsks)
En kısa zamanda diğer baskılardan birisini alacağım ve heyecanla okuyacağıma eminim. Önerebileceğiniz bir yayınevi varsa ve söylerseniz çok sevinirim
Çok severek okuduğum bir kitap oldu.
Kitabımızda 3 ana karakter var; Işık, Mert ve Doğan. Doğan doğuştan görme engelli, Mert geçirdiği hastalık sonucu görme engelli, Işık ise şu anki bizlerin olduğu durumda; görüyor ama görmüyor. Güzelliklerin ve kendisinin farkında değil.
Kitap çok güzel, çok sadeydi. Her yaştan insanın okuyabileceği ve okuması gereken bir kitap bence.
Her ne kadar kitaptaki iki karakter görme engelli olsa da kitabın içinde dram yok, acıma yok. Olması gerektiği gibi.
Kitap uzun zamandır kitaplığımda duruyordu ve bu kadar beklettiğim için çok üzgünüm. Eğer kitaplığınızda varsa veya almayı düşünüyorsanız kesinlikle alın, okuyun. Düşünmenize gerek yok.
Birçok kişi bu kitabın seri olduğunu bilmeden okuyormuş. O yüzden en başında şunu söylemek istiyorum, seri 6 kitaptan oluşuyor ve bana sorarsanız seri halinde alın.
Okuduğum ilk gizem kitabıydı. Aynı zamanda ilk kez Sara Shepard kitabı okudum. Bazı kişiler diğer kitaplarıyla aynı olduğunu hatta karakterlerin Pretty Little Liars'a benzediğini söylemişti ama ben bu konu hakkında yorum yapamayacağım.
Birisi bu kitap hakkında "normalde yazarlar etrafa saçılmış ipleri bize sunar ve kitabı okuduktan sonra bir yumak şeklinde elimize verir. Ama bu kitap (seri) tam tersi, yumak şeklinde elimize verip yavaşça açıyor" demişti (tam kelimeleri hatırlayamıyorum ama aşağı yukarı böyleydi) Gerçekten de bu seriyi anlatacak daha iyi bir cümle yok.
Beni tek sinirlendiren şey karakterin düşünmemesi. Spoiler vermeden nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama şöyle düşünün, insanlar bilmediğiniz bir konu hakkında size küçük küçük şeyler diyor. Bir süre sonra düşünür ve o konu hakkında küçük küçük tahminleriniz olurdu. Bu karaktere bu özellik sonlara doğru geldi maalesef(hatta gelmedi) Ve biraz yavaş ilerliyor. Bana göre 6 kitap değil de 4 kitap tam yerinde olurdu. 3. Ve 4. kitapta gerçekten çok sıkıldım.
Katile gelirsek, okuduğum ilk gizem kitabı olmasına rağmen serinin basından beri "kesin şu" diyordum kendi kendime. Tabii bu benim şüpheci kişiliğimden olmalı ama tahmin etmek pek zor değildi. Eğer çok gizem kitabı okuyan biriyseniz sizin için mükkemel bir kitap olacağını söyleyemem.
Yine de zaman geçirmek için güzel bir seriydi. Ben beğendim. Heyecanla okunuyor ve Sutton'un hayatını öğrenmeye can atıyorsunuz.
Irkçılığı konu edinen ama içinde ırkçılık bulunan bir kitap.
Konusuyla çok ilgimi çekmiş ve heyecanla okumaya başlamıştım ama okuduğumda hayalkırıklığına uğradım.
Basit bir örnek vereyim; beyazları elit, siyahileri mahalle çocuğu gibi göstermiş. Bütün siyahileri argo konuşan, çetelerle uğraşan, silah taşıyan ve her an bir çatışma çıkacak gibi yansıtmış yazar. Az önce okuduğum ve gerçekten sinirlendiğim bir şeyi de söylemek istiyorum; arabada 3 siyahi 1 beyaz vardı ve siyahiler beyazlara istediğini söyleyip, onların hareketleriyle dalga geçerken beyaz çocuk tek bir şey sorduğu için garip davranıldı ve çocuk sorduğuna pişman oldu. Kötü bir soru da değildi bu arada.
Gerçekten en büyük sorun buydu, ırkçılığın olması.
Onun haricinde tek bir konu üzerinden giden ve kitabın yarısından fazlası başkarakterin karar verme aşamasıydı. Ama onu anlayabiliyorum ve şikayet etmiyorum. Sonuçta en yakın arkadaşı öldü (spoi değil, arkasında yazıyor) ve daha küçük bir kız. Bunu anlamış olsam da beyaz sevgilisine ikide bir "biz seninle olamayız" diyip durması... ve çocuk onu o kadar çok seviyor ki gerçekten imrendim. Resmen "biz ayrı dünyaların insanlarıyız" klişesini yapıyordu çocuğa. Sen siyahi, o beyaz. Aman ne tuhaflık, kesinlikle olamazsınız siz(!)
Okumak isterseniz 2 defa düşünün derim.
