Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

begüm

begüm
@antikturna
taşındığım her yerde çiçek açacağım
Sabitlenmiş gönderi
“Jülide, biliyor musun, tam düşerken karşıma sen çıktın.”
Sayfa 154
Reklam
aramızda bir bağ var, kırmızı iplerle örülmüş, içine çiçek tohumları serpilmiş bir bağ, onu sevdiğim zamanlardan kalma, gözlerine bakıyorum, sevgiyle,onu hâlâ seven yanlarımdan topladığım, sevgi damlaları birikiyor gözlerimde,ona sarılıyorum ve diyorum ki,sevginden çok şey öğrendim, ancak artık bu yükü taşımak istemiyorum, seni de kendimi de özgür bırakıyorum
begüm
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Ben, Kirke
Ben, KirkeMadeline Miller
7.9/10 · 33,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
begüm
Bir kitabı okumaya başladı
Eski Dünyanın Yangını
Eski Dünyanın YangınıKalben
7.8/10 · 696 okunma
begüm
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Az
AzHakan Günday
8.5/10 · 21,2bin okunma
Reklam
167 syf.
·
Puan vermedi
Bizim Büyük Çaresizliğimiz
Bizim Büyük ÇaresizliğimizBarış Bıçakçı
7.8/10 · 8bin okunma
her şey çok çocukça ve çok keder vericiydi. aklıma sevdiğim bir romandan bir cümle gelmişti. kederin bizi başrole taşıdığı, ikimiz dışında her şeyi cılız bir manzaraya dönüştürdüğü o anda, cümleyi kendimce yeniden kurdum, bizim büyük çaresizliğimiz Nihal’e âşık olmamız değil, sesimizin dışarıdaki çocuk seslerinin arasında olmayışıydı. asıl çaresizlik buydu.
Sayfa 137
“ve artık bilmesinin zamanı geldi. gözlerini açmalı. nefsine sahip çıkmasının zamanı geldi. hayat reddedemeyeceği kadar güzel ve gerçek. bu hayatta umut, sevgi, dostluk, insanlık var. ölümse boş bir kâğıt.”
Sayfa 533
533 syf.
·
Puan vermedi
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday
8.5/10 · 26,8bin okunma
kayra, “ne kadar yalnızsan o kadar uzağa gidersin. ne kadar terk edersen o kadar ölürsün!” demiştik. hatırlarsın.. seni abidjan’daki otel odanda gördüğün rüyalardan uyandırdığım için pişman değilim.. ama bil ki, zihnin cehennemindir. sonsuza kadar yaşayacak. senin gibi. öldüğünde ise, sen orada olmayacaksın ne yazık ki.
Sayfa 244
Reklam
benim geçmişe dair hatırladıklarım hayli pusludur. tarihleri, isimleri, yüzleri çabuk kaybederim. hafızam daha çok polaroid bir fotoğraf makinesine benzer. ama hayatımın bir bölümünü, içimde doğan bütün güneşlere ve dolunaylara rağmen normal bir insan gibi yaşadığımı biliyorum
Sayfa 187
belki bir doktor olup insanların nabzını dinleyebilirdim. ama hayatın ve insanoğlunun kalp atışını duydum, hiçbir doktorun duyamayacağı kadar. ben dünyayı dinleyen yetmiş beş kiloluk bir stetoskop oldum.
Sayfa 130
“düşündüm her şeyi. kaybettiklerimi.. bir gece, çok sarhoşken değer verdiğim nadir insanlara nasıl hakaretler yağdırıp gittiğimi düşündüm. “bitiyorum” dedim kendime. belki de bittim. “peşimi bırakmayan sıtmadan önce ben kendimi öldüreceğim.” dedim. asla bir kurşunla değil. asla bedenime zarar vermeden. bir “squat” haline gelmiş zihnimdeki düşüncelerle öldüreceğim kendimi.”
Sayfa 86
Kinyas’ı yanımda götürdükten sonra her yer aynıdır.
Sayfa 53
kendimi defalarca buldum, defalarca kaybettim. gerçek adımı hatırlamıyorum. kimliğimi bir çocuğa sattım. çirkinleşmek için çok uğraştım. isteyene ruhumu kiraladım. vücudumdaki dikiş sayısını artık bilmiyorum. hayatımı diktiler. oysa yırtmak için çok uğraşmıştım
Sayfa 26
“ve o günlerden sonra hayatımın bütün karanlık koridorlarından geçerken de gözlerimi kapalı tuttum.”
Sayfa 19
165 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.