Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Harika betimlemeler...
İslâmî hareket Türkiye'nin yapısını ilgilendiren tek hareket olduğu ve bu ülkede müslümanca düşünceden bir başkasının yer bulması muhal olduğu sürece hazırlanan karşı planların boşa çıkacağı bellidir. Buna mukabil Türkiye'nen kendi ayakları üzerinde durmasına engel olmayı kaçınılmaz sayanlar her an yeni bir plan peşinde koşmaktan geri durmayacaklardır. Türkiye'yi sürekli çalkalamak gereklidir, onlara göre. Bilirler ki Batı düşüncesi, batılı hayat tarzı ile Müslümanlık su ve zeytinyağı gibidir, birbirlerine karışmazlar. İkisini karışıyor gibi tutmak için kabın devamlı çalkalanması gerekir.
Sayfa 143Kitabı okudu
SENDEN GAYRI MUHAMMED ( S.A.V )
Eşiğine süre idim yüzümü Hediyem yok cândan gayrı Muhammed Senden başka kime edem nazımı Bildiğim yok senden gayrı Muhammed Beni sana bulaştırmaz bu kemâl Aman ey yüzü ay lehleri zülâl Ger ümmetim demez isen n' ola hâl Yaş dökeyim kandan gayrı Muhammed Gâhî akıllıyım gâh mecnûn deli Gâhî hârı sevdim gâhî de gülü Ebûbekir Ömer Osman ve Ali Bildiğim yok bundan gayrı Muhammed Herkes iknâ oluyorlar suçunda Rücû eder kusûrunun ucunda Ruhsat gibi ümmetinin içinde Sefîl yoktur ondan gayrı Muhammed
Reklam
Şu anda yürürlükte bulunan devletin daha demokratik vasıflar kazanması demek öncelikle devlet kurumlarının ıslah edilmesi ve netice itibarıyla güçlü kılınması demek. Bunu hiç mi hiç isteyen yok. Devletin gücünden yararlananların bile böyle bir politikayı açıklıkla savundukları vakî değil. Hele ki Türkiye'de yaşayıp da demokrasi şampiyonluğu yapan birinin ağzından "Devlet güçlendirilmelidir." cümlesini duyabilmemiz büsbütün muhal. Onlardan biri eğer devlet güçlendirilmelidir diyecek olsaydı bununla şimdiki devlete desteğimi esirgemeyeceğim demek olurdu. Oysa onun desteğini esirgemeyeceği devlet; ancak kendi tasarladığı, kendinin görev aldığı devlettir.
Modernleşmenin yan ürünlerinden biri olarak sosyalizm dünya sisteminin gelir dağılımı, insanlığın gelişip serpilmesi gibi hususlarda hesaba çekilmesine elveriyordu. Ama dünya sisteminin hesabını görmeye yönelik değildi. Çünkü sisteme hayat veren önyargılarla sisteme sosyalist gerekçelerle muhalefet eden önyargılar rasyonalist temeli paylaşıyordu. Dolayısıyla soğuk savaşı muhal farz Sovyet bloğu kazanmış olsaydı bile insanlık bugünkü dünya sisteminin bir evresiyle, bir çeşitlemesiyle yüz yüze kalacaktı.
İnandığınız gibi yaşamazsanız yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız. Hz. Ömer
Hz. Ömer radiyallahu anhın rivayetine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Mi'rac'a çıktığım gece Mescid-i Aksa'nın ön tarafında namaz kıldım. Sonra oradaki kayanın altında bulu- nan mescide girdim. Bir de baktım ki, elinde üç bardak bulunan bir melek orada duruyor. Meleğin elindeki bardaklar süt, şarap ve bal bardaklarıydı. Benzeri bir rivayet, Mi'rac olayının anlatıldığı ilk bahiste şöyle geçmişti: "Mescid-i Aksa'ya girip iki rek'at namaz kıldıktan sonra dışarı çıktım. O sırada Cebrail bana, birinde şarap, diğerinde süt bulunan iki bardak getirdi. Ben içinde süt olan bardağı aldım. Bunun üzeri- ne Cebrail bana: 'Fitrata uygun olanı seçtin.' dedi." Bu açıklamalar, Mi'rac'in rüya hâlinde değil uyanıkken meydana geldiğini açıkça göstermekte olup aklen ve şer an muhal değildir. Bu sebeple de tevile gidilmeden zâhirine göre yorumlanır.
Sayfa 399
Reklam
Yerden en hızla çıktım Zuhale uzandım Ne tuzaklar gördüm amansız bir hale uzandım. Tek bir ölünün ilmiği kaldı elimde şimdi; Açtım her düğümü, her bağı; içimdeki ateşle uzandım.
119
ne toprağın özü kaldı ne zühal her müşkülü çözüverdim ettim hal türlü yollarla çözdüm her düğümü çözülmeyen bir düğüm kaldı; ecel
98 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.