Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aşırı iyi şato tasviri
John Welwood, Sevgi ve Uyanış adlı kitabında içimizdeki dünyayı tasvir etmek için bir şato benzetmesini kullanır. Uzun koridorları ve binlerce odası olan muhteşem bir şato olduğunuzu hayal edin. Şatonun her odası mükemmeldir ve özel bir armağana sahiptir. Her bir oda farklı bir veçhenizi temsil eder ve tüm o mükemmel şatonun ayrılmaz bir
"...puslu bir gelecek, karanlık bir geçmiş ve adeta ikisi arasında kilitlenmiş, şimdi."
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
Bir eğlenceye gidiyormuşçasına süslenip püslenmişse ruhumuz, göğe varan parıltılarıyla kocaman birer masal olur yaşadıklarımız.
Sözcükler sandığı kadar kolay gelmiyordu diline. Korkuyor, çekiniyor, utanıyor, kasılıyor ve öteki sözcüklerle yan yana gelmekten utananlar bile oluyordu; derken insan böyle durumlarda dut yemiş bülbüle dönüveriyordu işte.
Düzensiz bir yol izliyoruz. Ne yöne gideceğini bilmeden, acınası bir yaşamın bilmecesini çözmeye çalışan iki insan gibi karşılıklı oturmuş susuyoruz.
Bu 2 buyruğu yerine getirip getirmediğimizi anlamanın en emin işareti, bana göre, insanlara karşı dürüst ve gerçek bir sevgi duymaktan ibarettir. (içinizde bu sevgi yoksa istediğiniz kadar dindarlık içinde olun, istediğiniz kadar ruhani hazlar duyun ve bu şekilde birleşmeye ulaştığınızı sanın, hatta dinginlik dua halinde ruhunuzun güçlerinin öylece askıya alındığını bile hissetseniz, bazı kimseler bu durumda her şeyin hallolduğunu sanırlar, inanın bu birleşmeye daha erişmediniz. Rabb'e sürekli bu mükemmel insan sevgisini bahşetmesi için yalvarın ve her şeyi Rabbin eline bırakın. Rabb size istediğinizden daha fazlasını verecektir. Bununla birlikte siz de nu sevgiyi elde etmek için elinizden geleni yapmalısınız.) İnsanlara olan sevgimizin kökleri Tanrı sevgisine dayanmıyorsa mükemmel olamaz diye düşünüyorum. Tanrı sözlerle ve düşüncelerle yetinmez, Tanrı'nın bizden istediği icraattır. Teresa de Ávila içimizdeki şato
Reklam
Gerçek birleşme, kendi özirademizi reddedip sadece Tanrı'nın iradesini yerine getirmeye çalışarak Rabb' in yardımı ile elde edilebilir. Tanrı'nın iradesine tam uyumun söz konusu olduğu bu birleşmede, onun ölümü size pahalıya mal olacaktır. Tanrı bizden sadece 2 şey istemektedir: 1.Kendisini sevmemizi 2. İnsanları sevmemizi. Tanrı'nın bu isteklerini yerine getirerek onun iradesini yerine getirmiş oluruz, böylece onunla birleşmiş oluruz. Teresa de Ávila içimizdeki şato
Zevce'nin şu sözlerini anımsıyor musunuz: " Rab beni şölen evine götürdü ve aşkıyla sarhoş etti." ruhun çektiği acıların açıklaması işte budur. Bu ruhun kendisini Tanrı'nın ellerine terk edişi ve ona olan aşkı öylesine büyük ki, tek bir şeyi bilir ve ister durumdadır: Tanrı kendisini nasıl isterse öyle kullansın. Bana göre Tanrı bu durumdaki ruhlara tamamen kendisine ait olduklarını gösteren bir işaret verir. Buna onların üzerine mührünü basmış da diyebiliriz,ruh bunun nasıl yapıldığının farkında değildir. Teresa de Ávila içimizdeki şato
2.bölüm Ruhun Tanrı'yla birleşme durumunda, ruh ipek kozalığından çıkan bir kelebeğe benzer. Kişinin birleşme durumundan çıktıktan sonraki yeni durumu. Dünyaya karşı duyduğu tiksinti ve yaşamı terk etme duygusu. İnsanın mahvı karşısında duyduğu acılar. Dünyadan bıkmış olan ruh, kurtulmayı şiddetle arzular. Dünyada kalmak ve dünyaya katlanmak ruha büyük bir acı verir,acısını dindiren tek şey Tanrı'nın onu bu dünyada kalmasını istediği düşüncesidir. Bu da yeterli değildir,çünkü sözünü ettiğimiz bütün aşamalara rağmen ruh hala Tanrı'nın iradesine tamamen tabi değildir, bununla birlikte boyun eğer, ama çok büyük bir acıyla ve gözyaşı dökerek; daha fazlasını yapamaz,çünkü daha çok güç almamıştır. Teresa de Ávila içimizdeki şato
İçimizden gelen ses, içimizdeki dünyanın sesidir. Onu duymazlıktan gelmek, yaşamı yarı yarıya yaşamamak anlamına gelir.
121 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.