Sisifos Söyleni’nde kişiyi kendini öldürme düşüncesine yönelttikten sonra, aldatmacalardan uzak, bilinçli bir yaşama biçimine dönüşen umutsuzluk, nedeni ve yorumuyla birlikte, ilk yapıtta karşımızdadır: “Bir büyüklük gerekiyordu bana. Onu dünyanın en güzel görünümlerinden birinin gizli umursamazlığı ile derin umutsuzluğunun karşılaştırılmasında
KOPUŞ
İnsan aynı şeyleri söylerken de kopabilir
Büyür içten içe incelikle sustuğumuz
Kumaşa düşen kor, atılan seyrek ilmek…
Söz eskir, gülüş solar, daralır düşünce
Aynı hızda değildir, aynı yöne gitse de
Birisi bir yeni ufukta ışırken mutlu
Sıska atlar ardında küçülür bir tekerlek…
Ve biz sorarız, ne zaman bulutlansak
Yapraklarla örtülü bir zamana bakarak
Şimdi neden acı verir eski mutluluğumuz?…
Ve bir gün, ne yapsak bitecek bir dünyayı
Hangi korkuyla böyle çoğaltıp dururuz?..
İnsan münzevi bir derviş gibi şu koca kainatın içinde tek başına da kalsa, yine dalaşmak için kendi kendine ikinci bir şahış yaratıyor. Çünkü o çekişmeden duramaz.