Zeki Velidi Togan'ın Vefatı: 26 Temmuz 1970'te Zeki Velidî Togan vefat etti. Togan, Umumi Türk Tarihi alanının en büyük ismi idi; Atsız'ın hocasıydı; 1944'teki 23 sanıktan biriydi ve en ağır cezayı almıştı. Atsız'la münasebeti de hiç kesilmemişti. 29 Temmuz 1970'te Turan Kekevi'ye yazdığı mektupta Atsız şöyle diyor:
"Senin anlayacağın, 1944 Türkçüleri artık miadlarını doldurdular. Dün Zeki Velidî'nin cenaze töreninde bulunduk. Zaten o da Türkçülere göre çok yaşlı idi (81-82). 1944 yârânından şimdi en yaşlı, Orhan Şaik ile ben varım." (Hacaloğlu 2013: 119). Togan'ın cenaze namazı 28 Temmuz 1970 Salı günü Beyazıt Camii'nde kılındı. Meslektaşları ve talebeleri cami avlusunda toplanmışlardı. Bir öğretmen binbaşı İzmir'den gelmişti. Yeni Türk Edebiyatı profesörü Niyazı Akı, Ege kıyılarından. Öğrencilerinden Ahmet Bican Ercilasun da oradaydı. Atsız'ın hüzünlü yüzünü uzaktan seyrediyordu. Nice yılların beraberliği işte sona ermişti. Genç asistan, Atsız'ın yüz çizgilerinde bu beraberliğin izlerini arıyordu ve sanki o izleri görüyordu.
Yakup Kadri haklarını savunmak istediği halkın çok uzaklarındaki bir çevreden geliyor, yozlaşmış, değerini yitirmiş, kişiliğinin kaynağını yabancı ülkelerde aramaya yönelmiş bir çevreden Ahmet Haşim 9 Mart 1922 tarihli Akşam'da yazdığı bir yazıda onun "büyük bir hanedanın son çocuğu" olduğunu söylemişti. (Dr. Niyazi Akı s. 22) Bununla birlikte Yakup Kadri Karaosmanoğlu içinde yaşadığı toplumun sorunları üstünde düşünmekten geri kalmıyor... Suçluluk duyuyor, birşeyler yapmak istiyor.