"Gogol, Dostoyevski, Tolstoy. Her biri Tanrının Rus olması için israr etmişlerdi, özellikle Rus olmalıydı. Rus Tanrısı, Rus devleti gibi olmayacaktı, bunun yerine gözyaşı dökecek, cezalandırırken şarkı söyleyecekti. "
İdeoloji, kökenleri yeterince gerçekliğe dayanmayan bir inanç sistemi; din ise gerçeklikle hiçbir bağlantısı bulunmayan bir inanç sistemidir. Dini inançlar mantıktan ve saygınlıktan yoksundur ve dünya çapında yol açtığı olaylar tüyler ürperticidir.
İdeoloji, kökenleri yeterince gerçekliğe dayanmayan bir inanç sistemi; din ise gerçeklikle hiçbir bağlantısı bulunmayan bir inanç sistemidir. Dini inançlar mantıktan ve saygınlıktan yoksundur ve dünya çapında yol açtığı olaylar tüyler ürperticidir.
Bir akşam bana kavgalı yazarları bir araya aynı rafa koymamaya karar verdiğini açıkladı. Mesela Borges'le , Arjantinlinin 'Profesyonel Endülüslü' olarak tanımladığı Garcia Lorca'yı yan yana koymaya cesaret edemiyordu. Her ne kadar bu durum onu koleksiyonundaki her bir cilde verdiği numaraları göz ardı etmeye mecbur kılsa da iki yazar arasındaki intihal suçlamalarına dayanarak Shakespeare'in bir eserinin yanına Marlow'unkini de koyamazdı.
Elbette Martin Amis'in bir kitabının yanına Julian Barnes'ınki gelemezdi, yahut daha sonra kavgaya tutuşan iki arkadaş Vargas Llosa ile Garcia Marquez'in romanları da yan yana duramazdı asla.
Hayatın, gezegenimizdeki birikiminden yola çıkarsak intihar mektuplarının sayısının intihar vakalarından daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Bu açıdan intihar mektupları şiire benzer: yeteneği olsun olmasın hemen herkes şiire ucundan kıyısından bulaşmıştır. Her ikisini de kafamızda yazıyoruz çünkü...