Fenâ aşamaları ve Fenâ fillah
"Fenâ fi'l-ihvan: Tarikatta müridin ihvan(kardeşler) sevgisiyle onları kendisine tercih etmesidir. Fenâ fi'ş-Şeyh: Müridin şahsi irade ve arzularını şeyhinin arzu ve iradesinde yok etmesidir. Fenâ fi'r-Resûl: müridin şeyhinde fenâ yaşadıktan sonra Hz. Peygamberin şahsında sevgi ve aşkla erimesi, onun şahsında fenâ bulmasıdır. Fenâ fillah: müridin kendi sıfat ve vasıflarından sıyrılıp Allah'ın sıfatıyla bezenmesidir. Allah'ta fânî olmanın ardından Allah'ta bâkî olma hali ortaya çıkar."
Sayfa 217Kitabı okudu
"Şeyh, kendisine bavruran müridleri yapılarına göre 'seyahat, sohbet ve halvet' yollarından biriyle irşad eder."
Sayfa 182Kitabı okudu
Reklam
Cüneyd Bağdâdî der ki: “İhlas kul ile Allah arasında bir sırdır. Melek onu bilmez ki sevap yazsın. Şeytan ona muttali olamaz ki ifsad etsin. Heva ve heves onu fark edemez ki kendisine meylettirsin.”
"Camilerin dışında Tekkelerin inşa edilmesinin sebeplerinden biri de, camilere girilmesine iyi gözle bakılmayan mûsikî aletleriyle semâ ve zikir meclislerinin tekke ortamında daha rahat icra edebilmektir."
Sayfa 189Kitabı okudu
"Cüneyd-i Bağdadi ve Zünnûn Misrî göre: İlahi neşveden haberi olmayan avama semâ haram, riyazet ve mücahade ehli olan zahidlere mubah, kalplerin ihyası için ariflerin yaptması müstahsendir."
Sayfa 188Kitabı okudu
Seyr-u Sülûk
"Seyr, cehaletten ilme, kötü ve çirkin huylardan güzel ahlaka, kendi vucudundan Hakkın vücuduna doğru hareket, demektir. Sülûk de tasavvuf yoluna girmiş kişiyi Hakka vuslata hazırlayan ahlakî eğitimdir. Bir başka ifadeyle Seyr-u Sülûk, tasavvuf ve tarikate giren kinsenin manevi makamları tamamlayıncaya kadar geçirdiği safahata verilen isimdir. Seyrin evveli sülûk, nihayeti ise vusûldür."
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
137 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.