YABANCI: Peki, hareketli olan bir şeyin bir hedefe c ulaşmaya çalışırken başarısızlığa uğradığı her seferinde, onun başarısızlığının hedefe olan uygunsuzluğuyla paralel olduğunu söyleyebilir miyiz? THEAİTETOS: Tabii, bu uygunsuzluktan kaynaklanır. YABANCI: Lâkin ruhun kendi isteğiyle bilgisiz olmadığını biliyoruz. THEAİTETOS: Tabii ki. YABANCI: Bilgisizlik kendisini hakikat yoluna atan ve bu atılma sırasında yolundan sapan ruhun durumudur. Buna da sapma diyebiliriz. THEAİTETOS: Evet. YABANCI: Şunu doğru kabul edelim: Akılsız ruh, çirkin ve ölçüsüzdür. THEAİTETOS: Haklı görünüyorsun. YABANCI: Buradan şöyle bir sonuca varabiliriz: Ruhta iki tür sıkıntı vardır. Birincisi açıkça hastalıktır ve insanlar da ona kötülük adını verirler. THEAİTETOS: Doğru. YABANCI: İnsanlar diğerine de bilgisizlik adım verirler ancak bunun bir hastalık olduğunu açıkça söylemezler. THEAİTETOS: Az önce sana pek de fazla inanmıyor- e dum. Ancak şimdi ruhta iki tür bozukluk olduğunu kabul ediyorum. Korkaklık, aşırılık, adaletsizlik bir hastalıktır. Çok çeşitli bilgisizlik türlerine de çirkinlik demeliyiz. YABANCI: Bedendeki bu iki sıkıntıya karşı tedavi bulunmamış mıdır? THEAİTETOS: Hangileri? YABANCI: Çirkinliğe karşı antrenman, hastalığa karşı da hekimlik. THEAİTETOS: Haklı gibisin. YABANCI: O halde ölçüsüzlük, adaletsizlik, zalimlik ve korkaklığa karşı en uygun şey cezadır. THEAÎTETOS: İnsanların düşüncelerine bakarsak, öyledir diyebiliriz.
Hayat, tüketmekten ibaret bir antrenman sahası değil. Aksine hayat; üretmekten ve bu üretim sonundaki çıktıyı (bilgiyi) insanlığın hizmetine sunmaktan gayrı bir şey değil.
Reklam
"Önce kendi mantık kasların oluştur, sonra sıkı kitaplarla antreman yap!..."
Sayfa 53 - Arthur Schopenhauer
13 öğeden 11 ile 13 arasındakiler gösteriliyor.