İbadetlerin arasında ise O'na azameti karşısında kula saygıyla eğiliş ve daha da önemlisi, O' secde etmek yakışıyor anne..!
Bunun için de kitapların en sonuncusu olan
Kur'an'a ve son peygamber olan
Hz. Muhammed Mustafa'ya (sav) kalbi bir adanış gerekiyor...
Dönüşte Ahmet Küflü'ye uğradım.
«Onu toprağa vereli ikiyüz altmışbeş gün oldu» dedim.
«Kederi aşıp ötesine geçemiyorum» dedim.
«Aşılmaz!» dedi.
Doktor Yücel'e vardım; «çaresi yok!» dedi.
Boşluğa baktık, ayrı pencerelerden.
Dönüp eve geldim. Eve her dönüşümde omuzlarıma abanan dağı çıkardım merdivenlerden; kapıdan birlikte girdik.
Bu gece seni okuyacağım.
Öfke ve acı yanyana.
Dokunmasalar da ağlayacağım.
Nefahatül üns kitabında yazıyor ki: Tekkenin birinde bir kedi var. O tekkeye de misafirler gelip gidiyor. O kedi de kaç tane misafir geleceğini bağırarak bildirirmiş. Bir gün bu kedi ocağın yanına gelerek kazana bakarak bağırıyor. Bir türlü susmuyor. Onlarda sütü o kadar çoğaltıyorlardı.
Kedi derdini anlatamayınca, kendini kaynamakta olan kazanın içine atıyor. Bir de kazanı dökerler ki, dibinde yılan çöreklenmiş.
Kedi onlara demek istiyordu ki, zehirleneceksiniz, o sütü dökün. Onlar onu anlamadılar, kedi kendini feda etti.
Mevla kediye keramet verdi de sana vermezmi? Sen insan- sın, ahseni takvim üzere yaratıldın. Yâ Rabbi uyandır bizi, büyük avanak olduk. Biz Kur'ân'ı sevsek alınmaz elimizden, biz tarikatı sevsek alınmaz elimizden.
Mevla bize tokat atıyor. Bu Kur'ân'ın kıymetini bilin, se- vin, yoksa elimizden alınır. Ey Allahım! Bizi sadece dinlemek- le, anlatmakla bırakma Dinimiz, tarikatımız ayak altında kal- masın diye uğraşmalıyız.