Doktor, mektup yazacaktı, ne yazmış, dedi.
- Senin çocuğun varmış da, niye söylemiyorsun, dedim.
- Nesini söyleyeyim? Başıma bir kazadır geldi, dedi, ben onu düştü sanıyordum, düşmemiş. Hekim, görünce anladı.
Biraz durduktan sonra,
- Hekim ne yazıyor, diye sordu.
- Hekim diyor ki, çocuk düşerse, anasını da beraber mezara sokar.
- Aman hekimler hep öyle söylerler, bir şeycik olmaz. İstanbul'da olsaydı, ben onu çoktan aldırtırdım. On yedi liraya alıyorlar. Burada otuz beş istiyorlar. O doktor sizin arkadaşınız, ne olur, sevabına beni kurtarsın!
- Ben yapamam kızım; can pazarı bu.
- E, ben şimdi her gün ölüyorum ya? Acıyorsanız bugün de acıyınız.
- Adam sen de! Öylesinin sevmesinden ne olacak. Daha çocuk desen çocuk ! Sizden genç. Genç adamın sevgisine inan olur mu?
- Ya, demek gençlerin sevgisine inanılmaz ha?
- Bana sorar mısın sen: Böyle geceleri de yaşadım diye hayat defterine yazmamalı !..
- Bunlar ne laflar canım, yaz yazma yaşayacak değil misin? Yazarsan ne olur, yazmazsan ne olacak?
- Kendi kendini aldatmış olursun.