Bazen seni bir dünya haritasına bakarken hayal ediyorum ve o haritada senin uzanamayacağın noktaları bulmaya çalışıyorum. Kolların öyle uzunki haritada nerdeyse kaçacak delik bulamıyorum ve evlilik de o güvenli bölgelerden değil maalesef.
Yaptığım bu benzetme aslında bana evliliğinle nasıl örnek olduğunu gösteriyor bir yerde ve beni evlilikten soğuttuğunu kesinlikle söylememe neden oluyor.
Farklı pencerelerden bakıyorduk, benim ilgimi çeken bir şeyi umursamazsın ya da senin için saf olan şey benim için ahlaksızca olabilir veya tam tersi, sana dokunmayan bir şey beni öldürebilir.
Her şeye rağmen babam, babaydı işte. Şimdilerde kimin umurunda ki? Çocuk aklınla ne bilirsin sen? Kimse benim çektiğimi çekmedi! Sen bunu anlayabilir misin?
Evlenmek; bir aile kurmak, doğacak her çocuğu kabullenmek, onları bu güvensiz dünyada ayakta tutmak hatta biraz olsun yol göstermek bana göre bir insanın elde edebileceği en büyük başarıdır.
Hayatın boyunca zor şartlarda çalıştın, özellikle de benim için her şeyi feda ettin, ben ise "bir elim yağda, bir elim balda“ yaşadım. Oysa ben eskiden beri senden hep kaçtım, odama, kitaplara, çılgın arkadaşlarıma, aşırı fikirlere sığındım.