"Derin bir nefes alıp aşağı eğildim. Ardından kollarımı beline dolayarak göbeği göğsüme çıkıncaya dek onu yukarı çektim. Baş aşağı duruyordu ve o güzel vajinası tam ağız hizama gelmişti. Küçük bir çığlık atarak içgüdüsel olarak bacaklarını boynuma doladı.
Ah Tanrım, şu an onu bu pozisyonda tutarken bile kendimi kaybetmek üzereydim. Güçlükle
Derin bir nefes alıp aşağı eğildim. Ardından kolla- rımı beline dolayarak göbeği göğsüme çıkıncaya dek onu yukarı çektim. Baş aşağı duruyordu ve o leziz vajinası tam ağız hizama gelmişti. Küçük bir çığlık atarak içgüdüsel ola- rak bacaklarını boynurna doladı.
Ah Tanrı'm, şu an onu bu pozisyonda tutarken bile kendimi kaybetmek üzereydim.
...
Kalbimin doğusu,
Her resme güneş çizen bir çocuktu.
Gam yükünün kervanları yürürdü dudaklarımda
Kavrum ve çatlaktı dudaklarımın toprakları.
Ölümün ötesinde bir köy vardı
Orda, uzakta, kalbimin en doğusunda
Şimdi bana yalnızca
Dertli türkülere duyduğum karşılıksız aşk kaldı.
Güzel beyaz bir tay doğururdu her sene hazıfam
Yorgundu oysa
Durmadan, durmadan hatırlamaya koşmaktan.