“Keşfetmekle önemli olan keşfettiğin şeyin bulmaya değer olup olmadığı. Bazı şeyler orada kendi hallerinde duruyor ve keşfedilmeyi bekliyor, Amerika gibi. Bazı şeyleri de keşfetmemek daha iyi, bir dolabın arkasındaki ölü fare gibi.”
Tudem Yayınları pdfKitabı okudu
“…sanki bir daha asla neşeli olmayacakmış gibi görünen insanlar vardı.”
Sayfa 18
Reklam
Suçluluk dediğin gecenin bir yarısı seni uyanık tutardı ya da eğer uyumayı başarmışsan rüyalarını zehirlerdi.Suçluluk,mutlu anların hepsini içine öylece dalar,kulağına keyif almaya hakkın olmadığını fısıldardı.Suçluluk seni sokak sokak takip eder,en alelade anları , yaşanan tüm trajediyi engellemek için bir şeyler yapabilecekken öylece durmayı seçtiğin günlerin ve saatlerin,oyuncak bebeklerinle oynamayı yegledigin vakitlerin ya da orduların ilerleyişini Avrupa haritası üzerinde raptiyeledigin veya genç bir tegmenle flörtleştigin zamanların hatıralarıyla bölerdi
Ama sonuçta, vardır diye hayal ettiği hiçbir şey... yoktu!... Sundurmanın altında sallanan sandalyelerinde oturan büyükler yoktu!... Gruplar halinde oyun oynayan çocuklar yoktu!... Mevye-sebze tezgâhları olmadığı gibi, Berlin'deki gibi bir kafe de yoktu!...
Sayfa 191 - Tudem yayınları 61. Baskı
Bir dükkan olacağını düşünmüştü ve belki Berlin'de gördükleri gibi küçük bir kafe. Acaba bir meyve-sebze tezgâhı da var mıydı?
Sayfa 191 - Tudem yayınları 61. Baskı
Doğru kostümü giyersen; kendini, rolünü yaptığın kişi gibi hissedersin, derdi hep.
Sayfa 189 - Tudem yayınları 61. Baskı
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.