Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yakup Kadri
Ankara’ya, Mustafa Kemal Pasa’nın yanma gitmek istiyordu. Bunu arkadaşı Ruşen Eşref’e yazdı. Mustafa Kemal Paşa, gazeteci olarak İstanbul’da kalmasının daha yararlı olacağım bildirmişti. Türkiye’ye dönmeden, İsviçre’de yaşayan İkdam Gazetesi sahibi Ahmed Cevdet Bey’le görüşmüştü. Onun teklifi üzerine bu Gazete’nin başına geçecek ve ilk iş olarak kadrosunu birkaç milliyetçi yazarla güçlendirecekti.
Reklam
Yahya Kemal, zekā, bilgi ve dirayetiyle hem devlet adamlığının, hem de ilim adamlığının eşsiz timsallerinden biri olan Ahmed Cevdet Paşa'yı anlatırken şöyle der: "Milleti ve milletin ferdlerini devlete fedâ etmez ve müdâfaa etmeğe koyulur, devleti [ise] sokak ihtilälinin karşısında üstün tutar. Cevdet Paşa'nın bu tavrında bizim devlet ve devlet adamlığı geleneğimizin bir anlamda 'ideolojik' muvazenesini görürüz. Bilhassa içerisinden geçmekte olduğumuz siyasî ve toplumsal süreçte, bu 'ideolojik muvazene'den ciddî bir eser kalmamış gibidir. Bu halin asıl sebebi, önümüzdeki mesele ile ilgili temel kavramlar hakkında yaşanan zihnî bulanıklık ve fikrî hamlıktır. İkinci olarak, siyasî-toplumsal mühendislik araçlarını tekelinde bulunduran oligarşik iktidar, bu zihnî ve fikrî olumsuzlukları sömürerek düpedüz yanlış bir şuur yaratmaktadır.
Hazreti Ali
Resul-i Ekrem (s.a.v) hazretleri, Hazreti Ali'ye hitaben: "Yahudiler İsa'ya düşmanlıkta, Hristiyanlar da ileri derece bir sevgi ile sapkınlığa düştükleri gibi, senin için de (biri) taşkın sevgi ve (diğeri) düşmanlık ve kini sebebiyle iki fırka helak olur." diye buyurmuşlardır.
Sayfa 335Kitabı okudu
Hazreti Ali
Ebu Musa'l-Eş'ari kalkıp: " Ey insanlar! Bana itaat ediniz, tarafsız bir topluluk olunuz, fitne meydana geldiğinde insanı hayrete düşürür, hakikat bilinmez bir hale getirir ve fitne geçtikten sonra hakikat meydana çıkar. Fitne yürek ağrısı gibi bir beladır. Onda her türlü rüzgarlar eser, kılıçlarınızı kınlarına sokunuz, kargılarınızı kırınız, oklarınızı parça parça ediniz, hanelerinizden ayrılmayınız. Benim nasihatimi dinleyiniz. Dünya ve ahirette selamet bulursunuz." dedi.
Sayfa 259Kitabı okudu
Hazreti Ali
Hazreti Ali Medine'den çıkarken Abdullah bin Selam onun dizgininden tuttu: "Ey Emirü'l-mü'minin! Medine'den çıkma. Eğer çıkarsan vallahi ebedi olarak hilafet daha da Medine'ye girmez." dedi. Abdullah bin Selam'ın sözü doğru çıktı. Hilafet merkezi önce Hazreti Ali ile Kufe, Emeviler ile Şam, Abbasiler ile de Bağdat'a taşındı.
Sayfa 257Kitabı okudu
Reklam
Hazreti Ali
"Cennet üç kişiye, yani Ali, Ammar ve Selman'a arzuludur, isteklidir."
Sayfa 249Kitabı okudu
Hazreti Ali
Hazreti Ali, zamanını Hazreti Ömer'in zamanına kıyas ederdi. Bu zaman ise o zaman değildi. O devirde Müslümanlar arasında tefrika olmayıp Emiru'l Mü'minin'in emirlerine kimse karşı gelmezdi. Aradan hayli müddet geçti. Halk zengin oldu, dünya sevgisine daldı. Şahsi maksadlar çoğaldı. Yeni fırkalar ortaya çıktı. Bu fırkalar içinde Emeviler diğerlerine göre daha çok kuvvetlendi.
Sayfa 247Kitabı okudu
Hazreti Osman
Hazreti Osman'ın haline gelince ona dil uzatıp söz söylemekte insafa aykırıdır ve hak yoldan ayrılmaktır. hayatında cennetle müjdelenmiş olan kadri yüce bir kimse hakkında onu hayırla yad etmekten başka ne yapılabilir. Fakat mizacı pek mülayimdi. hükümette ise yerine göre şiddetli ve yerine göre mülayim olmak lazım gelir. Bu şiddet ve mülayimlik, terazinin iki gözü gibidir. Biri hafif olursa diğeri ağır basar, terazi denk olmaz. Alemin mizanı böyledir. İlahi kanun bozulmaz. Onun haricinde iş görülmez.
Sayfa 240Kitabı okudu
Hazreti Osman
Resul-ü Ekrem (s.a.v)'in sırdaşı olan Huzeyfe (r.a) hazretlerinden sorduğu en büyük fitne budur. Hazreti Huzeyfe'nin rivayetine göre Hazreti Osman'ın kanı Mushaf üzerine dökülmekle fitne kapısı açılmış değil, ondan sonra kapanmayacak surette kırılmıştır. Ondan sonra İslam milletinde fitneler eksik olmadı. O kan dinmedi. Mushaf-ı Osman üzerine dökülen kan lekesi silinmedi.
Sayfa 236Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.