Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Herkes kendi gemisinin kaptanıdır ve kendi hikâyesinin başaktörüdür. Dünyayı algılarken hep kendimizle konuşuruz, kendi yaşantılarımız ve kişiliğimiz ekseninden değerlendiririz. Bu şekilde yaptığımız değerlendirmenin sonucu olarak bazen farkında olmadan evrenin merkezinde kendimiz varmış gibi hissederiz; sanki olan biten her şey bizimle ilgiliymiş gibidir. Bu o kadar da anormal bir durum değil esasında, çünkü her insan hayata böyle bakar, sanki dünyanın merkezinde o varmış gibi. Böyle olunca yaşadığımız olumsuz olayların bizi etkilemesi çok daha farklı olur. Çünkü birisi bize surat astığında, öfke gösterdiğinde, haksızlık yaptığında ya da kötü davrandığında hem olayın bize yaşattığı kötü hissi hem de olaya sanki biz sebep olmuşuz ya da bizden kaynaklanıyormuş gibi baktığımız için üzerimize aldığımız suçluluk hissini yaşarız. Halbuki birisi sana kötü davranıyorsa, bu durum onun kendi içindeki süreçlerle, kendi kompleksleriyle ilgili olabilir. Orada sen değil de başka biri olsaydı ona da kötü davranırdı o kişi.
Eğer kalbi çarpıyorsa, teni de soğumadıysa, irade sahibi bir insanın ümitsizliğe kapılmasını kabul etmiyorum.
Reklam
" İki kalbin anlaşması ilkbaharı yüz yıl uzatır.."
Ama yeryüzünde yaşayan insanların konuştuğu dillerdeki sözcükler, dünyanın dipsiz derinliklerine inildiğinde yetersiz kalır.
Sayfa 230Kitabı okudu
Kuşlar, yemek yerken ürkmesinler diye yolunu değiştiren insanı dünya elbette incitir.
Bay Fridriksson bizimle son kez vedalaşırken bana hitaben; sanki çıkılan yolun sonu belirsiz yolcuları olan bizler için yazılmış, Vergilius'un şu dizelerini söyledi: ''Et quacumque viam dederit fortuna sequamur'' ''Kader bizi hangi yola sürüklerse, o yolu izleyeceğiz.''
Reklam
Artık yaşamım sonu gelmez bir düşüştü yalnızca.
421 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.