Anne sana kim dedi yavrunu doğurmayı?
Sanki karnında fazla yaramazlık mı ettim?
Senden istemiyordum ne tacı ne sarayı
Karnında yaşıyordum kafiydi saadetim.
Bir kere doğurdunsa sonra niçin büyüttün?
Kundakta beşikte de bir zahmetim mi vardı?
Koynundan niçin attın yavrunu bütün bütün.
Bilmiyor muydun ki o yalnızlıktan korkardı?
Sütünden tatlı mıdır anne sanki bu hayat?
Bana sorsana anne yaşamak bir hüner mi?
El aç yalvar gündüze geceye boyun uzat
Bu uğurda bir ömür çürütmeye değer mi?
Karnında yaşıyordum kafiydi saadetim
Anne istemiyordum ne tacı ne sarayı
Anne karnında fazla yaramazlık mı ettim?
Anne sana kim dedi yavrunu doğurmayı?
Vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Sende tattım yemişlerin cümlesini
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi
Uyumadığım gecelerin sabahında
Göz altlarımdan mor çocuklar doğardı
Mor çocuklarıma ninni söylerdi sabah ezanları
Fırtınada ters çevrilen şemsiyelere benzerdi
Duaya açılan avuçlarım
Avuçlarıma kar yağardı
Kimi zaman tipi…
Kaç kere avuçlarımda mahsur kaldım.
Kötü, değersiz ruh haliniz; kötü, değersiz bir insan olduğunuzu kanıtlamaz;
sadece siz öyle olduğunuzu düşünüyorsunuzdur; çünkü, geçici olarak üzüntülü bir duygu durum içindesinizdir ve kendiniz hakkında mantıksız ve saçma düşünüyorsunuzdur.
Depresif olduğunuzda, o anın verdiği acıyla öyle donakalırsınız
ki, geçmişte daha iyi hissetmiş olduğunuzu tümüyle unutur
ve gelecekte daha olumlu hissedebileceğiniz fikrini inanılmaz bulabilirsiniz.
Bu yüzden, herhangi bir etkinlik anlamsız gözükecektir;
çünkü, motivasyon eksikliğinizin ve bunaltı hissinizin sonsuz ve geri
dönüşsüz olduğundan kesinlikle eminsinizdir. Bu açıdan bakıldığında,
kendinize yardım etmek için bir şey yapmanız şeklindeki bir teklif,
ölmekte olan bir adama neşelenmesini söylemek kadar gülünç ve duyarsız
gözükebilir.