Farkındalık yolun yarısı eder. Biliyor olmak da diğer yarısı... Sözün özü; kitaplar, içerikleri anlaşılıp içselleştirildiği ölçüde etkilidir...
* DAVRANIŞLARI, DAVRANIŞLARLA YÖNETMEK, EMEK İSTEYEN BİR SÜREÇTİR. * SİSTEM ANLAŞILDIKTAN SONRA UYGULAMA KOLAY VE ETKİLİDİR. * SÖZEL UYARMA KOLAYDIR, ANCAK ETKİNLİĞİ ZAYIFTIR. * DAVRANIŞLARI YÖNETMEK İÇİN GEREKLİ EMEK, SÖZEL UYARMALARLA BOZULAN İLİŞKİLERİ DÜZELTMEYE HARCANACAK OLANDAN ÇOK DAHA AZDIR.
Reklam
ÖRNEK Çocuk su istediğinde, annesinin saçını çeker. Anne tepkisiz kalır. Annenin saçinin çekiliyor olması halinde duyduğu acıyla, çocuğun elini tutarak saçindan uzaklastırmasi "yapma" demesi, yuzünü aciyla buruşturması birer tepkidir. Anne çocuğun eline arada bir dokunuyor, ya da cocukla göz göze geliyorsa da bunlar da bir tepkidir ve bu tepkiyi iletisim olarak algilayan çocuk saç çekmeyi sürdürür. Tepkisiz kalmak: can acısına rağmen saçının çekilmesine eskiden ne yapmissa ya da ağrılı uyaran uzaklastirmak için başvurulan otomatik davranışların hiçbirine başvurmamaktır. Tepkiler arasında öğüt ve ikna gibi sozel olanlar da birer yanittir. Başvurulmalar halinde davranis yanıtsız kalmamış olur. Dolayısıyla söndürülmesi beklenmemelidir.
"Davranış karşısında tepkisiz kalmak yanıtsızlıktır. Yanıtsız bırakılan davranışlar giderek söner." Yanıtsızlık en etkili cezadır.
... sözel uyaran davranış üzerinde etkisizdir. Örneğin, eteğinin çekiştirilmesini istemeyen anne, defalarca ikaz etse de çocuğu bu davranşından vazgeçiremez. Sözel uyarılarına yanıt ala mayan annenin sertleşen tutumu ile birlikte gerilen anne-çocuk ilişkisi, yine anne farkında olmaksızın, annenin kontrolünden çıkar. Sonuç "ben bu çocuğa söz geçiremiyorum, laf arsızı oldu olur.
Mektup: "Bebeğim düşünce ağlıyor. Canını yakan yere “na na" diye vurarak onu susturuyorum. Bu davranışım doğru mudur? ... Şöyle ki, "na na" diye yaklaşılan çocuk belli ki bir bebektir. Konuşmaya dahi başlamamıştır. Öte yandan doğaldır ki yeni yeni yürümektedir. Yeni yürümeye başlayan çocuk kendi hataları yüzünden değil, henüz yürüme yeteneği yetersiz olduğundan düşer. Bu yaştaki bir bebek henüz neden-sonuç ilişkisini yeterli kuramaz. İlkel eşleme mekanizmalarıyla bu ilişkiyi kuruyor olsa da "düşmekle canının yanıyor olma halini" eşleştireceği için yürümeyi dahi bırakabilir. Kaldı ki, yürüme çabası içindeyken düşerek canı yanan bebeklerin yürümelerinin 1-3 ay geciktiği sık rastlanan bir durumdur.
Reklam
95 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.