Aşkla nefret arasında çok ince bir çizgi vardır. Bazen aşk insan ruhunu azat ederken aynı anda boğabilir de. O ince çizginin üzerinde, kafam beni nefrete, kalbimse aşka doğru çekerken, bir fil kadar zarif yürüyordum.
Beyniniz neredeyse bedeniniz de oradadır. Ruhunuzun dünyaya çiçeklerle dolu bir vadiden bakmasını tercih edin. Hırs ve kötülüklerle dolu bir uçurumun kenarından değil.
Tanrı, ruhunuza fısıldar ve kalbinize konuşur. Bazen dinleyecek kadar zamanınız olmadığında ise, size bir tuğla fırlatılır... İster fısıltıyı, ister tuğlayı dinleyin. Tercihi siz yapın...
Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse
Michelangelo' nun resim yaptığı,
Beethoven' ın beste yaptığı veya
Shakespeare' in şiir yazdığı gibi süpürün.
O kadar güzel süpürün ki gökteki ve yerdeki herkes durup "Burada dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş." desin.