"Hiçbir şey bilmeyen hiçbir şeyi sevmez. Hiçbir şey yapmayan hiçbir şeyden anlamaz. Hiçbir şeyden anlamayan kişi değersizdir. Ama anlayan kişi hem sever, fark eder, hem de görür... Bir şeyin yapısında ne kadar bilgi varsa, o kadar sevgi vardır.... Bütün meyvelerin çilekle aynı zamanda olgunlaştığını hayal eden kişi Üzümler konusunda hiçbir şey bilmiyor demektir..."
Bir insan başka birine ne verir? Kendisinden verir; sahip olduğu en değerli şeyden, “yaşamından” verir. Bu, o kişinin yaşamını diğer insan için feda ettiği anlamına gelmez aksine kendi içinde yaşattıklarından veriyordur; Sevinçlerinden, ilgi duyduğu şeylerden, anlayışından, bilgisinden, mizahından, üzüntüsünden- içinde canlı olan her şeyden. Ve bazen bir şeyler vermek için bir bakış bile yetebilir.
Reklam
Saygı, korkmak ve çekinmek değildir. Sözcüğün kökenine göre, bir insanı olduğu gibi görebilme yetisini, onu özgün bireyselliği içinde fark edebilmeyi belirtmektedir. Saygı, diğer kişinin, dilediğince büyüyüp gelişmesine duyulan ilgi anlamına gelir.
Sayfa 32
Çağdaş insan içinde bulunduğu anı yaşamaz, ya gelecekte yaşar ya da geçmişte.
Sayfa 100
"Hiç kimse sevginin önemsizliğine ilişkin bir düşünce taşımaz. Birçok kişi onun açlığını çeker, mutlu ve mutsuz aşk öyküleri anlatan bir dolu filmi izler, yüzlerce ucuz aşk öyküleri anlatan bir dolu film izler, yüzlerce ucuz aşk şarkıları dinler. Buna karşın, pek azı sevgiye ilişkin bir şeyler öğrenmenin gerekli olduğunu düşünür."
Sayfa 11
Erkek kadın kutuplaşması, aynı zamanda insanlar arası yaratıcılığın da kaynağıdır. Bu biyolojide, tohumla yumurtanın birleşmesinin çocuğun doğumunun temelini oluşturmasında açıkça görülür. Durum, salt ruhsal alanda da değişik değildir, kadınla erkek arasındaki sevgiyle her ikisi de yeniden doğar. Eşcinsel sapkınlıkta bu kutupların birliğine ulaşılamaz. Bu nedenle eşcinsel kişi bir türlü gideremediği ayrı olma acısıyla kıvranır. Sevemeyen ortalama bir karşı cinsel de aynı acıdan payını almaktadır.
Sayfa 37
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.