İnsanlar şeyleri anladıklarını düşünürler, çünkü onlara aşina olurlar. Bu yalnızca yüzeysel bilgidir. Bu yıldızların adlarını bilen astronomun bilgisidir, yaprakları ve çiçekleri sınıflandırmayı bilen botanikçinin, yeşil ve kırmızının estetiğini bilen sanatçının bilgisi dir. Astronom, botanikçi ve sanatçının her biri kendi zihninin men zili
Sayfa 158 - Kaos
aptallık açığa çıktığında zeki görünür
Bugün bir grup gencin ufacık bir kulübe üzerinde çalışmalarını izlerken, Funabaşi’den genç bir kadın yürüyerek yukarıya geldi. Neden geldiğini sorunca şöyle dedi, “Yalnızca geldim, hepsi bu. Artık hiçbir şey bilmiyorum.” Zeki bir genç kadın, soğukkanlı, kendine hâkim. Bunun üzerine sordum, “Eğer aydınlanmamış olduğunu biliyorsan, söyleyecek bir şey yok, değil mi? İnsanlar, dünyayı ayrım lamanın gücü ile anlamaya çalışarak, onun anlamını gözden kaçı rıyorlar. Dünyanın böylesine zor durumda olmasının nedeni de bu değil mi?” Sessizce yanıtladı, “Evet, öyle diyorsanız”. “Belki de aydınlanmanın ne olduğuna ilişkin gerçekten açık bir fikrin yok. Buraya gelmeden önce ne çeşit kitaplar okudun?” Okumayı reddeder şekilde kafasını salladı. İnsanlar öğrenim görürler, çünkü anlamazlar ama öğrenim görmek, kişinin anlamasına yardımcı olmaz. Çok çalışırlar ve en sonunda tek buldukları insanın hiçbir şey bilemeyeceği, anla manın insanın erişebileceklerinin ötesinde olduğudur. İnsanlar genellikle, “anlamama” sözcüğünün, örneğin, dokuz şeyi anlayıp bir şeyi anlamadığınız bir durum için kullanılabile ceğini düşünürler. Ama on şeyi anlamaya niyetlenerek, gerçekte bir tek şeyi bile, anlamazsınız. Eğer yüz tane çiçeği biliyorsanız, bir tekini bile “bilmiyorsunuzdur” . İnsanlar, anlamak için zorlu müca deleler verirler, kendilerini anladıklarına ikna ederler ve hiçbir şey bilmez halde ölürler.
Sayfa 154 - Kaos
Reklam
Doğru Gıda, Doğru Eylem, Doğru Farkındalık
Sayfa 152 - Bu vecize, Budist manevî fark edişin Sekiz Basamaklı Yolu üzerinden türe tilmiştir.
Doktorlar hasta insanlara bakarlar; sağlıklı insanlara ise doğa bakar.
Sayfa 151 - Kaos
Kültürün, genellikle, yalnızca insanlığın emeğiyle yaratılan, ko runan ve geliştirilen bir şey olduğu düşünülür. Oysa kültür her zaman, insan ve doğa arasındaki ortaklıktan kaynaklanır. İnsan toplumu ve doğa arasında birlik gerçekleştiğinde, kültür kendi şeklini alır. Kültür her zaman gündelik hayatla yakından bağlantılı olmuştur ve böylece gelecek kuşaklara aktarılarak günümüze ka dar korunmuştur. İnsanın gururundan ve zevk arayışından doğan bir şey kültür olarak değerlendirilemez. Gerçek kültür doğada doğar; sade, alçakgönüllü ve saftır. Gerçek kültürden yoksun kaldığında, insan lık yok olacaktır.
Sayfa 144 - Kaos
Bu günlerde insanlar, akıllarıyla yiyorlar, bedenleriyle değil. Birçok insan, yediği şeyde monosodyum glutamat olmasını önemsemi yor ve yalnızca dilinin ucuyla tat alıyor, böylelikle de kolayca kan dırılıyor. İlk önceleri, insanlar sadece yaşadıkları için ve yemek lezzetli olduğu için yerlerdi. Modern insanlar, eğer ayrıntılı tatlandırıcılar kullanmazlarsa, yemeklerin tatsız olacağını düşünmeye başladılar.Eğer yemekleri lezzetli yapmaya çalışmazsanız, doğanın bunu za ten yaptığını görürsünüz. Dikkat edilecek ilk husus, yiyeceklerin kendiliklerinden lezzetli oldukları bir yaşam şekli sürdürmektir, ama bunun yerine bugün, bütün çaba yemeklere tat katmaya gitmektedir. İronik bir şekilde, lezzetli yemekler hepten ortadan kalkmıştır. İnsanlar lezzetli ekmek yapmaya çalıştılar ve lezzetli ekmek yok oldu. Zengin, zevk verici yemekler yapma çabasıyla işe yaramaz yemekler yaptılar ve artık insanların iştahları tatmin edilemiyor. En iyi yemek hazırlama yöntemleri, doğanın narin tatlarını koruyanlardır. Çok eski zamanların gündelik bilgeliği, insanların, güneşte kurutulmuş salamura, tuz salamurası, kepek salamurası ve miso salamurası gibi değişik şekillerde sebze salamuraları yap malarıyla sebzenin kendi tadının da korunmasını sağlamıştır. Yemek pişirme sanatı, deniz tuzu ve çıtırdayan bir ateşle başlar. Yemek, aşçılığın temel ilkelerine duyarlı biri tarafından hazırlandı ğında, doğal tadını korur. Eğer yemek, pişirilme sonucunda garip ve egzotik bir tat kazanırsa ve bu değişikliğin nedeni yalnızca damağı memnun etmekse, bu sahte bir pişirmedir
Sayfa 144 - Kaos
Reklam
349 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.