Ben geçitleri de yaşadım çıkmazları da. İstedim ki, bunca mücadelenin, bunca düşüş ve yanlışın, umudun ve kardeşçe buluşmaların bana kazandırdıkları benimle gömülmesin.
Irk kavramı 19. yüzyıl Avrupa'sının bir icadıdır. Bu icat dil grupları arasında farklılık bulunduğu ve büyük etnik gruplarla diğer insan ırkları arasında biyolojik ve bilhassa hiyerarşik farklar olduğu esasına dayanır ve Batı'nın sömürgecilik hegemonyasını haklı çıkarmaya yarar.
17. yüzyılda Maimonides'in sesini boğmaya kalkan aynı eğilim yine Talmudçularla bir araya gelerek Spinoza'yı ölümle tehdit ediyordu. 18. yüzyılda Mendelsoh'a saldırdılar: Bu adam Kitab-ı Muhakkes'i Almancaya çevirerek hahamların şimşeklerini üzerine çekmişti. Halbuki hahamlar dinin Talmudçu yorumlarını tekellerinde bulundurarak halkın Tevrat'ı doğrudan doğruya anlamasını istemiyorlardı. Sonuçta çevirinin okunmasını yasak ettiler!
Çağımızın yetiştirdiği Büyük düşünürlerden biri olan yazar, Islâm'ı seçip Filistinliler'i
savunmaya başladıktan sonra, Batı basın ve yayın organları tarafından dışlanmaya başlandı. Eskiden her hafta ya bir gazete veya dergi yahut bir televizyon veya radyo istasyonunun misafiri iken, Müslüman olmasından itibaren Avrupa kitle iletişim araçları kendisini tam bir sükût ablukası altına aldılar. Fakat elinizdeki eserden dolayı, siyonist güdümlü basın
bugünlerde hep kendisinden bahsediyor ve kendisine karşı hakareti de aşan saldırgan yazılar yazıyorlar.
" Paul Findley tespitlerini şöyle noktalıyordu: "İsrail politikasını tenkit eden kişi, üzücü ve sürekli misillemelere ve hatta İsrail 'lobi'sinin baskıları yüzünden geçim vasıtalarını dahi kaybetmeye hazırlanmalarıdır. Başkan onlarda korkuyor. Kongre onların bütün isteklerine boyun eğiyor. En itibarlı üniversiteler programlarında bu lobiye ters düşecek her şeyi bertaraf etmeye özen gösteriyorlar. Dev medya kuruluşları ve askerî komutanlar onun baskılarına teslim oluyorlar!"( s.315).
Kaynak: Duruşmalar, Bölüm 9.23 Mayıs 1963 "