Şu özgeçmişler de, bana hep mezar taşları gibi gelmiştir. Hele yazar hâlâ yaşıyorsa kitapların başına erkenden, hatta aceleyle dikilmiş gibi gelir. Sanki özgeçmiş, bir an önce ölse de ben de tamamlansam diyormuş gibi. Sana da öyle gelmez mi?
Okumak beni yalnızlaştırdı, beni benden sürdü diyemem, belki tersi daha doğrudur, daha önce sürülmüş olduğum, bana aynı zamanda sonsuzluğu duyuran kesin yalnızlığı hissettiğim için okumak beni bu kadar sarmıştı.