Kurumlar, asla uyulmayan ilkelere, inkâr edilen ilkelere dayanıyor. İktidarlar inkâr etikleri ilkeler adına hareket ediyorlar: Sertliğin yollarından biri bu. Şiddetin, yaşamın devam etmesi kaygısı hiç olmadan saf sertlik yönündeki el ve kol hareketleri halini aldığı anlar vardır.
Sayfa 124Kitabı okudu
Sertliğin amacı yoktur, şiddetin ise bir amacı vardır, hatta birden çok. Şiddeti, kabaca, genellikle yaşam olarak adlandırılan olguyla özdeşleştiriyorum. Şiddetsizlik denen şeyin de, örneğin Gandhi'ninkinin, olağanüstü bir iç şiddet gerektirdiğini söylemek isterim. Bir insanın İngilizlere görünüşte pasifist tarzda karşı koyabilecek yeterli gücü kendi içinde bulabilmesi için, giriştiği her şeyi, açlık grevleri, dualar, vaazlar vb. mümkün kılan iç bir şiddeti olmalıdır.
Sayfa 123Kitabı okudu
Yazılarını yırttığını ya da yaktığını, bu aşkı kaybetmenin acısına katlanamadığını, umutsuzca dolanıp durduğunu biliyordum. Bu yası eylem içinde boğmak gerekiyordu. Belki de Genet'nin politik davalara katılımı kökenini bu felakette bulur. Boşluğu doldurmak, olasılığın ötesine gitmek; çünkü artık kaybedecek bir şeyi yoktu.
Sayfa 119Kitabı okudu
Deha, umutsuzluk içindeki kesinliktir.
Sayfa 118Kitabı okudu
Ne kadar çok tanınırsa o kadar az anlaşılır: Genet görkemli bir edebi muamma olarak kalır.
Sayfa 117Kitabı okudu
O öylesine berrak bir bilince sahipti, öylesine kesindi ki, onun karşısında özellikle rol yapmamak, "-mış gibi" davranmamak ya da yalan söylememek gerekiyordu. Yalan onun için başka bir olaydı. Gerçekliği inkâr edebilirdi; ama özde değil, yalnızca biçimde.
Sayfa 113Kitabı okudu