Bir bacağı topal ufacık bir ihtiyar olan Muy'un bir gözü de kördü bu gözü sanki oyarak çıkarmışlar ve sanki bu iş yapılırken ihtiyar o kadar bağırmıştı ki yüzü bir çığlık gibi kuruydu.
Ihtiyar Malik yanındaki pencereden dışarılara baktı havada gerçekten de yağmur vardı gök gittikçe kararıyordu uzaklarda harap evler kerpiç çürümüş tahta kalabalığı yıkık duvarlar daha arkada yaz kış yosunlu suyu bir türlü kurumayan koca göl, bu gölden her yaz mahalleye milyonlarca sivrisinek dağılırdı.İhtiyar Malik perdeyi indirdikten sonra uzandı.