Veda Haccı Hutbesi'nde..
Bu hutbesinde Hz. Peygamber, eski cahiliyet âdetlerini ayaklarının altına alıp çiğniyor, kan davalarını, ribacılığı kaldırıyordu. İnsanları mutlu hayata kavuşturacak temelleri bildiriyor, cemiyete huzur verecek aile haklarını açıklıyor, insanların eşitliğini bildiriyor, can ve mal emniyetini sağlayacak esaslan ilan ediyordu. Bu hutbedeki hükümler “Hukuk-ı Beşer Beyannamesi”, İnsan Hakları Evrensel Beyannamelerinden çok önce insanların haklarını korumuştur. Bu hutbeden sonra şu mealdeki ayet-i kerime nazil oldu: “Bugün sizin dininizi kemale erdirdim, size verdiğim nimetleri tamamladım ve size Din olarak Müslümanlığı (verip ondan) hoşnut oldum.” Maide, 5/3
Sayfa 131
Mescid-i Dırar'ın Yakılması
Münafıklar, Müslümanları parçalamak için, Kuba mescidine karşı olmak üzere Medine yakınında kendilerine bir mescid yaptılar. Mescid-i Nebevi'ye gelmeyerek burada toplanmak istediler. Bir Hıristiyan olan Abu Ami de, münafıkları bu işe teşvik etti. Tam Tebük seferine çıkılacağı sırada Hz. Peygambere gelerek yaptıkları bu mescidi açmasını rica ettiler. Maksatları belli idi. Hz, Peygamber, onları başından savdı ve Tebük dönüşünde bu mescidi yaktırdı. Çünkü burası münafıkların yuvası olmuştu. Zahirde mescid, fakat içyüzü Müslümanlığa suikastla dolu idi. Kur'an-ı Kerim bu olaydan bahseder.
Sayfa 128
Reklam
Kaside-i Bürde
Ka'b adındaki şair, Hz. Peygamberi hicvederdi. Bu yüzden korkusundan kaçmıştı. Müslümanlık her tarafta yayılınca sığınacak bir yer bulamadı. Müslüman olan kardeşi Ka'b'a mektup yazarak Hz. Peygambere gelip af dilemesini bildirdi. Ka'b gelip Müslüman olduğunu açıkladı ve kurtuldu. Ka'b bu defa Hz. Peygamber'in huzurunda O'nu metheden meşhur kasidesini okudu. Kasidenin bir yerinde: “Peygamber dünyayı aydınlatan bir şûledir. Şirki kesip atmak için çekilmiş Allah kılıçlarından biridir” beyitini söyleyince bu Hz. Peygamber'in hoşuna gitti ve yanında verecek birşey olmadığından sırtındaki hırkasını çıkarıp ona hediye etmiştir. Bundan dolayı bu kasideye “Kaside-i Bürde” denir,
Sayfa 125
"..kalbini yardın mı ki..?"
Evtas harbindeydi. Muhallim adında bir Müslüman, Amr adında birine rastladı. Amr, Müslüman olduğunu söylediği halde onu öldürdü. Hz. Peygamber Muhallim'i sorguya çekerek: - Müslüman olduğunu söylediği halde niye öldürdün? dedi. O da: - Onun Müslümanım demesi, ölümden kurtulmak içindi, deyince: - Ya sen onun kalbini yardın mı ki, doğru mu, yalan mı söylediğini bilesin? - Kalbi bir et parçası, yarılsa sanki ne anlaşılır? - Kalbini bilmezsin, söylediğine inanmazsın, ya ne yapmalı, dedi ve onu lanete mahkum etti.
Sayfa 125
Hiylə və riyakarlıqla pul qazanan qulaqkəsənlər, qanunsuz yollarla millətin qanını soran tüfeylilər, şərəf və namusu ilə, iş-gücüylə məşğul olaraq keçinməyi, qoyun otarmağı eyib hesab edirlər, ancaq alın təri ilə qazanmağı təqdir edənlər, heç bir işi eyib hesab edə bilməzlər. Eyib qeyri-qanuni yollarla dolanmaqdır.
Sayfa 42 - Diyanet İşleri BaşkanlığıKitabı okuyor
İnsan sərbəst və açıq havada, hiylə və riyadan uzaq yaşadığı zaman ruhu göylərdə dolanır, başqa aləmlərdə gəzir
Sayfa 41 - Diyanet İşleri BaşkanlığıKitabı okuyor
Reklam
977 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.