Ne daha fazla bir söz söyleyecek, ne bir söz işitecek duruma gelmişti ansızın. Yalnız kalması gerekiyordu; elinde değildi; yalnız kalacak, düşünecek, kendi içine kulak kabartacaktı. Teresina'yla aralarındaki söyleşi onu şaşırtmış, gafil avlamıştı, söylediği sözler adeta istemeyerek ağzından dökülmüştü, yaşantı ve düşüncelerini Teresina'ya açıklamak, bunlara sözcüklerle bir biçim vermek, bunları kendi kendisine duyurmak gereksiniminin gücüyle adeta boğulacak gibi olmuştu. Ağzından çıkan her sözcüğü hayretle karşılamıştı, giderek içinde öyle bir his uyanmıştı ki, konuşa konuşa bundan böyle basit ve doğru sayılmayacak bir şeyin içine yuvarlanmış, akıl erdirilemeyecek bir şeyi boş yere açıklamaya uğraşmıştı. Ve ansızın bu duruma daha çok katlanamamış, söyleşiyi ister istemez yarıda kesmişti.
Sayfa 50 - 3. baskıKitabı okudu
"Olgunlaştım, tam şeytanın ağzına layık bir lokma oldum!"
Reklam
Usun uydurduğu şeylerden biri de zamandı. Kendisini daha bir içten yiyip bitirmesini, dünyayı basitliğinden çekip alarak zorlaştırmasını sağlamaya elverişli eşsiz bir buluş, ustalıklı bir araç. İnsanı özleyip arzuladığı şeyleri ele geçirmekten alıkoyan hep tek şey olmuştu, o da zamandı, usun uydurduğu bu zaman, bu akıl almaz buluş. Özgürlüğüne kavuşmak istiyorsa, insanın her şeyden önce kaldırıp atacağı dayanaklardan biriydi zaman, koltuk değneklerinden biriydi.
Yaşlılık ile gençlik, Babil ile Berlin, iyi ile kötü, vermek ile almak arasında bulunan tek şey, dünyayı ayrımlarla, çeşitli değer yargılarıyla, acıyla, kavgayla, savaşla dolduran tek şey insan usu. Us karşıtlıklar uyduruyor, isimler uyduruyordu, kimi şeylere güzel, kimi şeylere çirkin diyor, kimi şeyler iyi, kimi şeyleri kötü diye niteliyordu. Bir yaşam parçası sevgi olarak gösterilirken bir başkası cinayet olarak gösteriliyordu. Bu us böyleydi işte, toy, budala ve gülünçtü.
Dünyada korkulacak hiçbir şey yoktu, hiçbir şey dehşet verici değildi - sadece kuruntularla kendi kendimize yaratıyorduk bütün bu korkuları, bütün bu acıları, sadece kendi kaygılı ruhlarımızda ortaya çıkıyordu iyi ve kötü, değer ve değersizlik, arzu ve korku.
Yeter ki insan evrenin boşluğunda tek başına süzülüp durabilsin, yaşamak mutluluk, ölmek mutluluktu. Dışarıdan gelecek bir huzur söz konusu değildi insan için…
Reklam
978 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.