"Tanrı'yı tanımak ve iyi ile kötüyü ayırmak, elle ve araçla yapılan işlerde de gereklidir. Bunlar öyle saygın işler sayılmaz ama, benimkinde olduğu gibi insanı namusuyla geçindirir."
- Eskiler, dedi, tuzu bütün yemeklere lezzet katmak için gerekli sayarlardı. Ona o denli değer verirlerdi ki, sözü tatlı kılan nükteye mecaz olarak sözün tuzu derlerdi.
- Öyleyse, dedi, ona derin yapıtları okutup zekâsını açmalı. Çünkü bu yapıtlar insanın şerefi, yaşamın avuntusu ve bütün kötülüklerin, hatta şair Theokritos'un dediği gibi, aşk yarasının ilacıdır.
- Her ne kadar, bir kebapçıysam da, bilime değer veririm. Onun, sayın beyimin dediği gibi aşka ilaç olduğuna inanmak isterim. Fakat açlığın da ilacı olduğuna inanmam.
Kurtlar birbirini yerken kuzular rahat rahat otlar.
"Her aşk mektubundan iki lira kazanıyorum. Bu meslek beni yaşatmaktan çok, öldürüyor. Ancak Epiktetos'un kölelik, Pyron'un bahçıvanlık ettiğini unutmuyorum."