Daha evvel, nâs'a hidayet olarak ve furkanı da inzal buyurdu.O kimseler ki,Allah tealanın ayetlerini inkat ettiler,onlar için şüphe yok ki,şedit bir azap vardır.Ve ALLAH Teala azizdir,intikam sahibidir.
Şüphe yok ki Kur’anı muciz beyan, bir kitabı ilâhidir onun mübarek lafızlaları da, mânaları da ulvîdir, vahyi suphaniye müstenittir. Ve bütün islâm âlemine, beşeriyet muhitine aynı surette hitap etmektedir.
Ve bütün insanlar onu aynı surette takdis ve muhafaza ile mamur bulunmaktadırlar.
Kur'anı mübin, öyle bir belagat mucizesidir ki onun yüksek mânalarını bütün hikmetlerini ve işaretlerini başka lisanlar ile tamamen ifade edebilmek gayri kabildir.
Bu hususta bütün din âlimlerinin, bütün füsehayi ümmetin ittifakları vardır.
Fıska gelince : Bu da lügatta yoldan çıkıp sapmaktır. Şeriat lisanında ise : Allah'ın Emrini terkederek isyanda bulunmaktır. Böyle hak yolundan çıkan şahsa da "fasık" denir. Çoğulu "Fasikûn" ve "Füsekâ" dır.
Fasıklığın üç tabakası vardır. Birincisi: Günahları arasıra işlemekle beraber onları çirkin görmektir; haram olduklarını kabul etmektir. İkincisi : Kebire (büyük) denilen günahları işleyerek, bunlara kapılarak devamda bulunmaktır. Üçüncüsü de : Kebirelerin haram olduğunu, çirkin bulunduğunu inkâr etmek suretiyle onları işlemektir. İşte bu üçüncü tabaka, bir küfür mertebesidir. Bir fasık bu mertebede bulunmadıkça ondan İslâm adı kaldırılmaz. Çünkü o, haramı gerektiren esasları tastikte bulunmuştur. Üçüncü tabakadakiler tevbe ve istiğfar etmeden ölürse ahirette ebedî olarak azap çekerler, ziyana uğrarlar.