Özetle..:
Yüce Padişah Kanuni Sultan Süleyman : " Bu ağaçları yık ve Camiyi buraya yap" Mimar Sinan: " Devletlim, Şevketlim; ağaçların üzeri karınca ile dolu, ağaçları yıkmaya devam edelim mi? Günahını üstlenir misiniz? Kanuni: "Koca Usta, ben onu nasıl bilirim. Onu Şeyhülislam Ebudsuud Efendi bilir.ona bir mektupla sormak icap gelir Padişah: "Ağaçları karıncalar sarınca.Günah var mı karıncayı kırınca. Ebussuud Efendi : "Yarın hakkın huzuruna varınca, Süleyman'dan hakkın alır karınca. Padişahımız hükmeder: "Sonbahar gelip, ağaçlardan karıncalar ininceye kadar inşaatın yapımını durdurun. (Böylece Süleyamaniye Camii'nin yapılışı 3 buçuk ay ertelenir) Ya sen ki koca cihan padişahısın ama bir karıncaya mağlup olabilcek kadar nahiflikte bir yüreğe sahipsin.ne güzelsin canım ecdadım canım padişah
“bir dağ sayılır kaynar koca mimar sinan camdan kubbelerinde güneş parçalanır kayıp kervanlarını bekler mi hâlâ eski sınırlarda unutulmuş hanları”
Reklam
4305 sayılı Varlık Vergi kanunu
" 6-7 Eylül olaylarini bildigin icin anlatmayacağım. Ha keza, 1964'te Rum mallarina el konulmasını da biliyorsun. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 8 Mayis 1974'de aldığı gizli bir kararla gayri müslimlerin gayrimenkullerine el koydu.Belki de bilmediğim gizli yasalar da vardır. Ama soykırım ve milli zulüm kesintisiz bir şekilde aralıksız olarak sürüp gidiyor Hatta, Kayseri'nin Ermenilerinden olan Mimar Koca Sinan'ı mezarında bile rahat bırakmadılar. Seneler sonra kafatasını mezardan çıkartıp ölçümünü yaptılar. Kafatası Türk kafatası ölçülerine uymayınca gerçek kimliği ogrenilmesin diye kafatasını sakladılar. Mimar Sinan şimdi mezarında o büyük eserleri yaratan kafasından yoksun olarak yatıyor!"
Sayfa 181Kitabı okudu
99 Yıl, Bir Koca Ömür
Derler ki; Süleymaniye Camii'ndeki kandillerden çıkan isler, duvarları kirletmeden is odasi adı verilen odaciklarda toplanır.Bu Mimar Sinan'ın, aynı zamanda, havalandırma konusundaki uzmanlığını gösterir. Derler ki; Mimar Sinan'ın yaptığı Azapkapi Sokullu Mehmet Paşa Camii'inin yanına , normal şartlarda camiye zarar vermesi gereken devasa bir köprü yapıldığı halde, caminin temellerinde herhangi bir kayma olmamıştır.Bu , Mimar Sinan'ın, aynı zamanda,zemin mekaniği konusunda bir uzman olduğunu gösterir.
Sayfa 122 - Semerkand yayınları
99 Yıl, Bir Koca Ömür
Derler ki; Mimar Sinan'ın yaptığı camilerde ses çınlamaz, yankı yapmaz yahut ses kaybolmaz; okunan ayetler, dualar caminin her yerinde net olarak duyulur.Bu , Mimar Sinan'ın, aynı zamanda,bir akustik (seslendirme) uzmanı olduğunu gösterir. Derler ki Mimar Sinanın yaptığı camilerde, caminin içinde gündüz pencereden giren gün ışığıyla, geceleyin kandillerin verdiği ışık değeri birbirine eşitti. Bu Mimar Sinanın, aynı zamanda bir ışıklandırma uzmanı olduğunu gösterir. Derler ki; Mimar Sinan'ın cami yakut külliye için seçtiği yerler göz önüne alındığında, Mimar Sinan'ın, aynı zamanda bir şehirci olduğu ortaya çıkar.
Sayfa 122 - Semerkand yayınları
“Mürekkep” bir medeniyet
“Kitap medeniyetinin asıl unsuru olduğu için, kalem bizde öteden beri saygı ve itibar gördü, âdeta mukaddes bir eşya kabul edildi. Bu vesileyle belirtelim ki, kalem, Kur’an-ı Kerim’de de başlı başına bir sûrenin adı olduğu için, bütün İslâm dünyasında ve yazı âleminde en büyük hürmeti gördü. Hatta eskiler, kalemin yazı yazmak için kâğıtla temasa geçmesini, kalemin secdesi olarak nitelendirdiler. ... Yaptığı minareler zarif kalemleri andıran Mîmar Sinan da, kendine mahsus bir yöntemle yazı medeniyetine katkıda bulunuyor. Şöyle ki: Eskiden camiler koca koca mumlarla aydınlatılıyor, Süleymaniye Camii’nde de bine yakın kandil bu maksatla kullanılıyordu. Ne harika bir buluştur ki, yüzlerce mumun ve zeytinyağı kandilinin çıkardığı yoğun is ne kubbeyi ne de duvarları kirletiyordu. Dâhî mimarımız, bu muhteşem mabedi inşa ederken, Haliç kapısının üstüne bir menfez (odacık) yapmıştı. İsler, hava cereyanının da etkisiyle, ilte bu menfezde toplanıyordu. Medrese talebeleri veya mürekkep ustaları geliyorlar, bu isleri alıp mürekkep yapımında kullanıyorlardı. “
Reklam
219 öğeden 191 ile 200 arasındakiler gösteriliyor.