Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
TEŞHİSTE EKSİK YARGIDA GÜÇLÜ
Psikoloji bir safsata mıdır ya da iktidarın yeni kırbacı mıdır? Foucault, Deliliğin Tarihi isimli kitabında büyük bir kapatmadan söz eder. 1700'lü yıllarda Avrupa'da serseriler, dilenciler, deliler, hırsızlar veya herhangi bir üretime faydası olmayanlar piyasada cirit atmaktaymış ama Fransa'da yeni yönetim, bugünkü anlamda modern
Sayfa 126
Freud aslında insanların tedavi edilmelerinden çok, insan davranışının altında yatan temel dinamikleri anlamayla ilgileniyordu. Gönülsüz bir terapist olduğunu ve hastalarına karşı ilgisizlik hissettiğini söylemişti. Bir arkadaşına; yardım etme tutkusundan yoksunum, demişti.
Reklam
Bir biyografi yazarına göre Descartes'in düsturu " iyi yaşayan iyi gizlenendir" idi.
Beyin epifizi: beyinde ne görev yaptığı tam bilinmeyen ancak ışığa karşı duyarlı olduğu sanılan küçük bir parçadır. (Ruh ve bedenin birleştiği noktadır.)
Ciltler dolusu kitap ateşin üstüne savrulurken bir Nazi konuşmacı bağırıyordu: “Ruhu yok eden, cinsel yaşamı abartanlara karşı -insan ruhunun asaleti adına- size bir Sigmund Freud yazısını yakmayı teklif ediyorum!”. Freud; “Bizimki de ne ilerleme! Orta Çağda olsa beni yakarlardı, bugünlerde kitaplarımı yakmakla tatmin oluyorlar.” yorumunu yaptı.
21 Eylül 1939’da Schur’a bu konuşmalarını hatırlattı. “Zamanım geldiğinde yarı yolda bırakmayacağına söz vermiştin. Artık sadece işkence çekiyorum, yaşamanın bir anlamı kalmadı.” Doktor Freud’a aşırı dozda morfin verdi ve 12 saat sonra dozu yeniledi. Freud komaya girdi ve yıllarca çektiği acılar 23 Eylül 1939’da son buldu.
Reklam
Aralık 1879’da Almanya’nın Leipzig şehrinde Wilhelm Wundt dünyanın ilk psikoloji laboratuvarını kurdu.
Freud’un meslektaşlarından birisi olan Carl Koller, onun kokain hakkında söylediklerini tesadüfen duyduktan sonra, ilacın insan gözününün uyuşturulmasında kullanılabileceğini buldu. (Ve dolayısıyla göz ameliyatını ilk kez mümkün kıldı.)
İnsanlık ayıbı
engizisyon mahkemeleri 18.yüzyıl boyunca da devam etti,ancak o dönemde ruhsal hastalıklar rasyonel olmayan davranışlar olarak ele alınmaya başlanmıştı. ölüme mahkumiyet sona erdi,hastalar hapishaneye benzeyen kurumlara kapatıldılar. burada onlara herhangi bir tedavi uygulanmadı. hastalar zincirlere vuruldu ve hayvanat bahçesinde hayvanların sergilenmesi gibi,kafeslerin ardından halka teşhir edildiler. bazıları yıllarca yataklarına zincirlenmişti veya kolları ve bacakları demir parmaklıklarla hareketsizleştirilmişti.diğerleri tasmalı köpeklerden farksız bir şekilde boyunlarından demir halkalarla bir noktaya sabitleniyor,zincirlerle duvardaki bir çengele tutturuluyordu.bu hapishaneler,”hala yaşamakta olanların mezarlığı”şeklinde tanımlanarak akıl hastanesi olarak biline geldi.
Sayfa 571Kitabı okudu
William James
Yaşayan tüm varlıkları "alışkanlıklar yığını" olarak tanımlamıştır.
Sayfa 272Kitabı okudu
545 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.