Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çoğunlukla insan, gerçek güdüsünü ve bunun hedefinin ne olduğunu bilmez. Kişi, davranışlarına bazı iyi nedenler bulabilir, fakat birçok kez bunlar gerçek nedenler değildir.
Sayfa 177Kitabı okudu
Çoğunlukla insan, gerçek güdüsünü ve bunun hedefinin ne olduğunu bilmez. Kişi, davranışlarına bazı iyi nedenler bulabilir, fakat birçok kez bunlar gerçek nedenler değildir.
Sayfa 177Kitabı okudu
Reklam
Doğuştan donanım ile edinilmiş donanımın veya kalıtım ve çevrenin belli davranışları tayin etmedeki göreli katkısı yıllarca heyecanlı tartışmalara yol açmıştır. Sorun çoğu zaman doğuştan donanıma karşı edinilmiş donanım veya kalıtıma karşı çevre şeklinde ifade edilmiştir. Bunların birbirine “karşı”lığı tartışma konusu olmuştur, çünkü kişiler yalnız birinin davranışı tayin ettiğini ileri sürmüşlerdir. Bazı kişiler, bireye özgü kalıtımsal yapının kişiliği tayin ettiğini iddia ederken, diğerleri, bunun karşıtı olan görüşü savunarak, kişilerin kalıtım yönünden aşağı yukarı eşit olduğunu, kişiliğin çevre tarafından tayin edildiğini iddia etmişlerdir. Fakat böyle tartışmalar verimsizdir, çünkü gerçekte kalıtım ve çevre veya doğuştan donanım ve edinilmiş donanım kişinin yetenek, beceri ve psikolojik özelliklerini birlikte biçimlendirmektedir. Sorun bunlardan birini seçmek değil, davranışları tayin etmede her birinin katkısını görebilmektir.
Kalıtımsal açıdan ayrıntılı biçimde araştırılan ilk psikolojik treyt zeka olmuştur. Zeka, zihinsel (intellectual) becerilerin tümü olarak tanımlanabilir. Başka bir deyişle kişinin öğrenmiş olduğu her şey ve şimdiki öğrenme yeteneği bu tanıma girmektedir (Humphreys, 1971). Zeka testleri, bu beceri ve yeteneklerin bir örneklemini ölçen maddeleri içerir. Bireyin böyle bir testten aldığı puan, onun tüm repertuarının bir tahmini olmaktadır. Bu nedenle, zeka puanının, kişinin tüm zihinsel yeteneğinin bir ölçümü olduğu ileri sürülmektedir. Sözü edilen test puanı, zeka bölümü (ZB) (intelligence quotient : IQ) olarak belirtildiğinde, kişinin yeteneği, aynı yaştaki diğer kişilerle karşılaştırabilmektedir.
Psikologlar üç genel yöntem kullanırlar. Birisi doğal gözlemdir ve bu yöntem psikolojik testlerin gelişmesi ile mümkün olduğu kadar sistematik bir hale getirilmiştir. Diğeri deneysel yöntemdir. Bu yöntem, bağımsız değişkenlerin manipule edilebilmesini, bağımlı değişkenlerin ise ölçülebilmesini sağlar. Üçüncü yöntem de istatistiksel yöntemdir. Bu yöntem de gözlenen farkların manidar olup olmadığını sınama ve korelasyonlar hesaplama olanağı sağlar.
Eski psikoloji okulları genel olarak günümüzde kaybolmuştur; bugün için psikoloji alanına iki genel görüş hakimdir. Bunlardan biri olan insancıl görüş, insan yaşantı ve davranışlarının, belirli bir kişinin davranışlarının yanı sıra, hislerinin, güdü ve isteklerinin incelenerek daha iyi anlaşılacağını belirtir. Diğeri olan modern davranışçı görüş ise psikolojinin hisler gibi gözlenemeyen içsel durumları değil de gözlenebilen davranışı incelemesinin en uygun olduğunu savunur.
Sayfa 7
Reklam
Birçok kişi bir psikolog ile psikiyatr arasındaki farkı karıştırır. Bu karıştırma anlaşılabilir, çünkü her ikisi de çoğu kez benzer işler yaparlar. Yani, psikolojik sorunları olan kişileri tedavi ederler. İkisi arasındaki en belirgin fark, klinik psikoloğun normal olarak Bilim Doktoru (Ph. D.) derecesi, psikiyatrın ise Tıp Doktoru (M. D.) derecesi olmasıdır. Bu farka göre psikoloğun tıp eğitimi yoktur ve bu yüzden tıbbi tedavi (ilaçlar, ameliyat ve benzeri terapi çeşitleri) uygulayamaz. Aynı zamanda bir tıbbi bozukluğun olması halinde hastanın bir psikiyatr tarafından görülmesi gerekir. Ayrıca bir hastayı ancak bir psikiyatr hastane bakımına ve tedavisine alabilir. Öte yandan iyi eğitildiklerinde her ikisi de aynı ustalıkla psikoterapi uygulayabilirler. Başka bir farklılık, çok açık olmasa da, psikologların araştırma alanında genellikle daha iyi eğitilmiş olmalarıdır ve edegen (active) olarak araştırma yapan psikolog sayısı çok daha fazladır.
Sayfa 7
Geri19
97 öğeden 91 ile 97 arasındakiler gösteriliyor.