Kendi kalbi gülüyordu ya,bu ona yetiyordu.
Ah, o soğuk, buz gibi, sert, korkunç Ölüm, kur hüküm­darlığını burada, hakimiyetindeki tüm dehşetlerle sar etrafı, burası senin tahtındır! Ancak sevilen, sayılan ve onurlan­dırılan birinin saçının tek teline bile dokunamaz, çehresine el süremezsin.El bırakıldığında olanca ağırlığıyla düşmüş, kalbi ve nabzı artık atmıyormuş ne gam, o el eskiden açık ve cömertti, o kalp içten ve sıcaktı, o nabız insanca attı ya, odur önemli olan. Vur , gölge! Vur ki yaşarken yapılan iyilikler açı­lan yaralardan aksın, dünyaya ölümsüzlük saçsın!
Reklam
Solgun bir ışık yatağa vurdu; yatakta, yağma­lanmış, yapayalnız, kimsesiz, tek bir ağlayanı, umursayanı olmayan bir adamın naaşı duruyordu.
"Geleceğin Hayaleti!" diye haykırdı. "Şimdiye dek gör­düğüm tüm hayaletlerden daha çok korkuyorum senden."
Meleklerin taht kurmuş olması gereken kalplerinde iblisler dolanıyor, gözlerinden tehditkar bakışlar atıyorlardı.
Dünyada hastalık ve üzüntü bulaşıcı olsa da hiçbir şeyin kahkaha ve neşe kadar çok sirayet etmemesinin oldukça adil,hakkaniyetli ve asil bir düzenleme olduğunu söyleyebilirim.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.