Ötekiyle çatışmayı önlemek için sevmekten daha doğal ne olabilir ki? Sevelim, sevilelim ve böylece kötülüğü kendimizden uzak tutalım. Halbuki gerçekleşen bunun tam tersidir. İşte klinik hekim Freudun tespiti: "Sevdiğimiz süre dışında başka hiçbir zaman ıstıraba karşı korunmamız bu kadar zayıf olamaz ve sevdiğimiz kişiyi veya onun sevgisini yitirdiğimizde daha önce hiç olmadığımız kadar çaresiz bir mutsuzluk içinde oluruz." Bu cümlelerin dikkate değer olduğunu düşünüyorum; çünkü bu cũmleler sevginin başa çıkılmaz çelişkisini açıkça ifade ediyor. Sevgi,insan doğasının yapı taşlarından biri olmakla beraber ıstraplarımızın da önkoşulu olmaya devam ediyor. Ne kadar çok seversek,o kadar çok ıstırap çekiyoruz.
Acının baştan sona katettiği ben'in eş zamanlı farklı halleri:
*Sarsıntıya uğrayan ben
*Kendi sarsılmasını gözlemleyen ben
*Acıyı yaşayan ben
*Sarsıntıya tepki gösteren ben
Bir yaranın neden olduğu bedensel acıdan farklı olarak, psişik acı dokusal bir zarar olmaksızın meydana gelir. Bu acıyı tetikleyen neden artık bedende değil, seven ile sevdiği nesne arasındaki bağda yer alır.